Giriş
(10)

is yerinden bir problem

durgunfoton
Arkadaslar,sacma birsey ama is arkadaslarimdan biri ile sorunum vardı, ben kanıtım onlana kadar bekledim, sonra sikayet ettim, simdi aramiz kötü. bu sikayetten sonra kendi sorumlulugundaki isleri yapmayı bıraktı, sımarık bir prenses oldugu icin, ben de toplantıda yapılmayan isleri söyledim. ufak bi
Arkadaslar,

sacma birsey ama

is arkadaslarimdan biri ile sorunum vardı, ben kanıtım onlana kadar bekledim, sonra sikayet ettim, simdi aramiz kötü.
bu sikayetten sonra kendi sorumlulugundaki isleri yapmayı bıraktı, sımarık bir prenses oldugu icin, ben de toplantıda yapılmayan isleri söyledim. ufak bi tartısma oldu, laf atısması.

iste o toplantida gruba yeni katilan iki kisi vardi.
bugün onlarin bilgisayarlarini düzeltmeye gittim ve ne gördüm? bu tartıstıgım arkadas bunlara mail atmıs, -sahit oldugunuz görüntüden cok utandım, bunun istediginiz is ortami olmadıgını biliyorum, bunun hakkında sizinle konusmak isterim ama burada ofiste olmaz, cikista birlikte gidebiliriz.-

hemen tabi ki cevaplarına da baktım, onlarda -önemli degil istersen konusuruz, cıkarken haber veririz- yazmıslar.
maillerini karıstırmadım, zaten e-postalarında yeni oldukları icin birsey yok, ekranı acınca önüme cıktı, zimbra mailde belki bilirsiniz, maili atanlar bir sütunda, mail bir sütunda görünüyor..cevaplarina baktim evet :).


simdi ne konustular, benim hakkımda iyi mi kötü mü bilmiyorum? uyanık bir de ofis dısında konusalım demis.
umrunda mı derseniz degil ama, ilk geldiklerinde bana o kisiyi sorduklarında ben 'biz konusmuyoruz benim birsey demem dogru olmaz' demistim, istesem ben de bircok sey söylerim. bu yüzden cok rahatsız oldum.

fotografını falan cekmedim, ceksem ne olacak ki zaten bir de suclu konumuna düserim.

fakat ben cok yıprandım ve sinirlerim de cok bozuk cünkü daha önceki kanıtlama süreci beni cok ugrastırdı, ne yapmalıyım veya bu yeni gelenlere de nasil davranayım bilmiyorum. patronu da cok bunalttım iyi niyetli davrandı tekrar kimseyi sıkmak istemiyorum.
0
durgunfoton
(27.01.22)
Yeni gelen arkadaşların ne düşündüğünü boşverin.
0
eksisozlukokuryazari
(27.01.22)
O kişi yeni gelenleri örgütleme yoluna girmiş, belki örgütlemiştir bile. Bu şekilde devam ederseniz sevilmeyen kişi olursunuz. Bence bir süre konuşmalara çok dâhil olmayın.
0
dissendium
(27.01.22)
bu yazışmaları okuma konusu ortaya çıkarsa, yönetimin yapacağı en mantıklı şey seni işten çıkarmak olur.
0
reanarchy
(28.01.22)
Hocam kendi sorumluluğundaki işleri bıraktı şımarık bir premses diyorsun da bunun hesabını kesmek sana mı kaldı? :) yani eğer senin alt seviyense tamam ama değilse bunu çıkıp da laf dalaşına çevirip ispiyonlayamazsın. Senin işin onun yüzünden kilit duruma düşüyorsa bile, bunu ifade edişin kritik.
Yeni gelenler de dışarıdan bakınca birinin diğerine saldırdığını gördülerse cephe alırlar yakında.
0
lcha
(28.01.22)
kelimesi kelimesine KnoxOverstreet +1

sorun yaşadığınız insanla sorununuzu çözmeye değil, direkt karşı tarafa zarar vermeyi düşünmüşsünüz.

toplantıda yaşananlar ve anlattığınız diğer her şey profesyonellikten tamamen uzak.
0
blatta hiberna
(28.01.22)
konuyu biraz daha acayim,
bu olaylar yurtdisinda, ben ilk yapilan irkcilik mi artik mobbing mi bilmiyorum rapor ettigim de bunu sen yanlis anlamissindir, kültür farkliligina cektiler. ben de aynen yazdiginiz gibi pusuya yatip kanit bekledim, ondan sonra ciddiye aldilar ve egitim almak zorunuda kaldi.
ondan sonra kendi sorumlulugundaki isleri birakti, grup icin yaptigi ama benim de yaptigim seyler var, mesela 2 metre sisleri degistiriyorum hanimefendi deney yapacak diye ama benim gelen postalarimi birakmamis, digerlerininkini birakmis. bu yüzden ben de cok sinir oldum. ama farkindayim yani.

aslinda acikca cephe alsalar benim isime gelir, cünkü o zaman yardim etmek, gereksiz iyi davranmak zorunda kalmam, hem benim dedikodumu yapiyorlar hem de yardim istiyorlar.

bana kötülük yapmayan hic kimseye kötülük yapmadim, suclu konumuna düsmeyecek olsam brosür yapar dagitirim.
0
🌸durgunfoton
(28.01.22)
@Knox+1
Valla uzun zamandır bu kadar katıldığım bir yorum okumamıştım. Yazmak istediğim çoğu şeyi yazıp beni yükten kurtarmış.

Ne yapacağına gelince, bence kendinle ilgili özeleştiri yapma olayına başlayabilirsin. Bu sayede olayları daha net yorumlayıp ona göre hareket edebilirsin. En basitinden mesela karşı tarafın diğerlerine mail atmasını çok yanlış bişey gibi görürken, senin yeni gelenlerin maillerini okumanın "evet cevaplarını okudum :)" şeklinde smile içeren bir yorumla sempatikleştirilebilecek bir olay olmadığının farkına varabilirsin. Onun yaptığı yanlışsa senin yaptığın da o kadar yanlış.
0
j r r tolkien hayrani
(28.01.22)
Uzatirsan kovulursun, onun da sana bir faydasi yok. Baskalarinin emaillerini acip okumak falan bunlar ortaya cikarsa kovulakla da kalmazsin, sehir degistirmek zorunda bile kalabilirsin..

Eger isyerinde kafan rahat degilse baska is bak, bulunca istifayi bas cik. Yurtdisinda calisacaksan derinin kalin olmasi lazim, cok net irkciliga maruz kalmadigin surece ki bunun olma olasiligi oldukca dusuk, sikayet falan islerini bosver, isine bak. Pusu kurdum bekledim falan bunlar pek normal hareketler degil..
0
cooperr
(28.01.22)
Benim farklı bir düşüncem var, sen bu kişiyi küçük düşürmeyi başardın, eğitim vs. aldı diyorsun, yabancılar bizim gibi değil. İyiyse, nice-cool kötüyse sorry derler o kadar daha ilerisi olmaz, bitiremezsin.
benzer şeyleri ben de yaşadım, tahmin edebiliyorum.
Bu kişi artık aşağılandığı için hata yapmaz. bence yeni gelenlerle konuşma sebebi de bu, ama saldırgan davranırsan barbar Türk olursun, sana zararı olur.
o yaşananları yapan sen olsaydın, kovulurdun.
0
spherical
(29.01.22)
ırkçı hastaya bak sen, ortada laf edemediğini anladı artık alttan alta insanları size karşı gruplayacak. o yeni gelenler bunun kanıtlanmış ırkçı olduğunu biliyorlar mi? bence bilmeleri lazım.

mailleri okuduğunuzu söyleyemeyeceğinizs göre (lütfen tekrar yapmayın), ki bunu belirtirseniz kesinlikle size karşı kullanacaktır, bundan sonra ona koz vermemeye çalışmalısınız. yeni gelenler de iş ortamında tutunmaya çalışacak insan ararlar doğal olarak. bu pisliğe tutulabilirler.

eğer önemliyse sizin için siz de konuşun ama bence gerek yok. huzurunuzu bozacak ve işinize engel olacak bir sey yapmadıkları sürece sizi üzmelerine izin vermeyin lütfen, o pisliğin amacı o.
0
rallied
(30.01.22)
(18)

Erkek çocuk ismi

tiny toon
İki gün önce bir oğlumuz oldu arkadaşlar. İsmini bu zamana kadar bulmamız gerekirdi ama koymayı düşündüğümüz isimden birden soğuduk. En sıcak olduğumuz isimler Yiğit Ege ve Yiğit Alp. Fakat babalarımızın ikisinin de adı Ahmet olduğu için oğlumuza dedelerinin ismini de koysak mı diye düşünüyoruz, ken
İki gün önce bir oğlumuz oldu arkadaşlar. İsmini bu zamana kadar bulmamız gerekirdi ama koymayı düşündüğümüz isimden birden soğuduk. En sıcak olduğumuz isimler Yiğit Ege ve Yiğit Alp. Fakat babalarımızın ikisinin de adı Ahmet olduğu için oğlumuza dedelerinin ismini de koysak mı diye düşünüyoruz, kendilerine sorsanız öyle bir beklentimiz yok derler ama içten içe istediklerinden eminim. Aşağıdaki seçenekler arasından hangi ismi önerirsiniz? Teşekkürler.

Yiğit Ege,
Yiğit Alp,
Ahmet Ege,
Ahmet Yiğit,
Ahmet Yiğit Alp (Üç isim biraz zorlama gibi duruyor).
0
tiny toon
(27.01.22)
Ben iki isme karşıyım. Sadece Alp olsun derim.
0
dissendium
(27.01.22)
öncelikle gözünüz aydın, sağlıkla, güzellikle analı babalı büyüsün :)

önerim ahmet alp ya da sadece alp
0
elma
(27.01.22)
Hayırlı olsun ama üç ismi de beğenmedim. Oy vermem gerekirse Ahmet Yiğit'e oy veririm.
0
prole
(27.01.22)
gözünüz aydın. şansı açık olsun.
oğlunuz portekizli futbolcu değilse Ahmet Yiğit Alp'i eleyin derim.
sadece alp +1
0
brakgn
(27.01.22)
İki isim çok zorlama. Zaten bir tanesiyle seslenecek herkes. İçlerinde en iyisi Ahmet.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
tek isim iyidir yiğit koy gitsin
allah analı babalı büyütsün bu arada
0
all girls dream
(27.01.22)
İki isim çok zor. Yiğit ya da Alp tek başlarına çok güzel isimler bence.
0
jazzabel
(27.01.22)
ege ismini koymayan kalmadı diğer isimlerde gayet popüler. bence tek sade isimler daha güzel.
0
mikahakkinen
(27.01.22)
öncelikle tebrikler, mutlu ve sağlıklı bir ömür dilerim oğlunuzla.

siz hep yancı isim gibi değerlendirmişsiniz sanırım ama Yiğit tek başına da çok güzel isim. Yiğit'i tek düşünmez misiniz?
0
evde liyakat kalmamis
(27.01.22)
iki isim çok gereksiz ve saçma. bence çok kro hatta "ahmet yiğiiit" diye seslenmek çocuğuna. ege, yiğit, alp bunların üçü de çok güzel.
0
kenarortay
(27.01.22)
İki isimli biri olarak gayet memnunum iki isimli olmaktan. Ahmet gibi demode bi isim koyacaksanız yanında Alp ya da Yiğit koyabilirsiniz. Yiğitte türkçe karakter olduğu için Alp daha tercih edilebilir gibi.
0
nundu
(27.01.22)
Ben bir ek yapmak istiyorum. Eğer soyadınız çok bulunan bir soyad ise iki isim işlevseldir. İki ismi var diye çocuğa iki isimle seslenmek zorunda değilsiniz tabi ki.
0
prole
(27.01.22)
Yiğit güzel
0
Josephine.
(27.01.22)
ne kadar cok isim o kadar yuk, gobek adi falan bunlara gerek yok.
Alp yeterli +1
0
cooperr
(27.01.22)
İki isimli biri olarak tek isim +1
0
estella
(27.01.22)
ay lütfen artık iki isim koyan bile kalmamışken 3 işim nedir? lütfen alp yada sadece ahmet.
0
morden kainen
(27.01.22)
Uc isim biraz degil bayagi zorlama. Buna bir de soyad eklenince ortalik fena karisacak. Iki isim bence iyi, en azindan ona da secim hakki veriliyor gibi. Hangi isimle cagrilmak istiyorsa onu kullanir. Yigit ahmet olsun.
0
j r r tolkien hayrani
(27.01.22)
Soyadınızı bilmek uyum konusunda fikir verebilir.
0
cekcekli
(27.01.22)
(7)

Yetişkinlikte kardeş kıskançlığına maruz kaldınız mı?

psmstc
Abla, abi, kardeş kıskançlığı. Nasıl baş ediyorsunuz?
Abla, abi, kardeş kıskançlığı. Nasıl baş ediyorsunuz?
0
psmstc
(27.01.22)
evet. fazlasiyla mesafe koydum ve kendi hayatinda "super" gelismeler oldukca benle olan durumu hafifledi. kiskanclik probleminin sebebi bireyin kendisini yetersiz hissetmesi veya ozguvensizlik olunca o sorunlar duzeldikce kisi de degisti takintisi azaldi
0
ala09
(27.01.22)
gozlemledidimi soyliyecegim
gorusmeyerek bas ediyorlar
0
all girls dream
(27.01.22)
Evet görüşmeyeceksin maalesef
0
kediperili
(27.01.22)
evet. hayati bir durum olmadıkça görüşmüyoruz zorunlu durumlarda da minimum temas ile görüşüyoruz ve böylece sorun yaşanmıyor.
0
foolrules
(27.01.22)
Kalmadim.
0
j r r tolkien hayrani
(27.01.22)
Yani küçükken illa ki olmuştur, kendim de kıskanmışımdır. Ama geçiyor demek ki, kardeşlerimle aram süper.
0
d max
(31.01.22)
(12)

Size bakmayan ebeveyne yaşlanınca bakar mısınız?

sankibirazsey
Sizi doğar doğmaz terk etmiş ebeveyniniz yaşlandığında, kimsesiz ve muhtaç kaldığında evinize alıp bakar misiniz? Yoksa bakımevine mi bırakırsınız? Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
Sizi doğar doğmaz terk etmiş ebeveyniniz yaşlandığında, kimsesiz ve muhtaç kaldığında evinize alıp bakar misiniz? Yoksa bakımevine mi bırakırsınız?

Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
0
sankibirazsey
(27.01.22)
beni bıraktığında akıl sağlığı yerinde miymiş? yerindeyse umurumda olmaz. değilse de çok umurumda olmaz bakım evinde kalır ama yine ara ara bakarım nedir ne değildir diye.
0
matilda
(27.01.22)
bakabilecek durumdaysam bakarım.
ya da imkânlarım dâhilinde baktırırım veya bir şekilde ucundan da olsa destek olmaya çalışırım.
bakamayacak durumdaysam çözüm ararım, yapabileceğim kadarını yaparım.

bunları yaparken görüşmemeye devam da edebilirim, ikisi farklı şeyler.
onun bana bakmamış olması onunla ilgili bir sorun, onun kendi sorunu.
pişman olup olmaması, sonradan ne düşündüğü, o süreçte onun yaşadıkları onun kendi hayatıyla, iç dünyasıyla ilgili.

benim ona bakmamsa benimle ilgili bir şey.
sevmeyebilirim, kırgın ya da öfkeli olabilirim ama beni dünyaya getiren kişi(ler) olduğu için uzaktan da olsa sahipsiz bırakmam.

edit:
"bakmak" direkt olarak elinle yemek yedirmek anlamında değil.
bir şekilde bakımını üstlenmek.
0
blatta hiberna
(27.01.22)
insanlarla ilgili duruşumuz bizim şu an hayatta durduğumuz zeminle, değerlerimizle ilgili bir şey, başkalarının geçmiş hatalarıyla ilgili değil.

mesafeli dursam da kendi insani değerlerim gereği elimi asla tamamen çekmezdim.
0
Phoebe
(27.01.22)
beni terk ettiğinde akıl sağlığı nasıldı ona göre davranırım.

eğer yerindeyse bakımevine bırakırım, aylık ücret neyse öderim.
yerinde değilse durumuma bağlı. eğer işim gücüm yoksa rahatça bakabileceksem evde bakarım, bakıma çok muhtaçsa ve ben de meşgulsem bakımevine bırakırım ama sık sık ziyaret ederim.
0
rose parks
(27.01.22)
beni terk etme sebebine bağlı. Mecbur kalmışsa elimden geleni yaparım. Bile isteye keyfi sebeplerden bırakıp gitmişse cenazesine bile katılmam.

Boşa kan bağı duyarım yok. Ona harcayacağım parayı SMA hastası çocuklara harcarım.
0
alaimisema
(27.01.22)
Bu o kadar kişiye özel bir şey ki. Onunla ilgili içiniz soğudu mu? Affedebildiniz mi? Onu hayatınıza aldığınız zaman ne hissedeceksiniz. Bütün bunları düşünmek gerekiyor. Evde hasta/yaşlı bakmak hiç kolay bir şey değil. Hele böyle zamanında size annelik/babalık yapmamış insana karşı tahammül etmek kolay değil. Eve almak kolay, evden çıkartmak zor gelir. Ben muhtemelen bakımevine koyar oradan gözkulak olmaya çalışırdım. Ki bu bile aslında külfet.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.22)
Terkettiğinde akli dengesi yerinde değilse, parayla birini bulur baktırırdım.
0
komando kani var bende
(27.01.22)
Huzur evleri bunun için var. Ki zaten huzur evine vereceğim para fazlasıyla yeterli olur 'bakıyorum' demek için.
0
anatomik
(27.01.22)
Valla beni dogar dogmaz terketmis birini evime de alip bakmazdim, bakimevine birakip masraflarini vs de ustlenmezdim.
0
j r r tolkien hayrani
(27.01.22)
Bakabilecek durumdaysam bakarım. Onun için hangisinin daha konforlu olduğunu da düşünmek lazım. Bazıları illa evde bakalım diyor, ama profesyonel bakamadıkları için yatak yaraları vb problemlerle uğraşıyorlar. Hastaya en az eziyet olacak şekilde ayarlamaya çalışırdım.
0
megalomaniac
(27.01.22)
Anne babaya evde bakma beklentisine oldum olası kızmışımdır. Üstelik böyle bir durumda x2 bakmazdım. Bakımevine yerleştirirdim en fazla.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
Benim üstlenebileceğim şeyler değil. Kendime bakmakta zorlanıyorum.
0
baldan kaymak
(28.01.22)
(14)

Nasil filmler seviyorsunuz?

stavro
Sb
Sb
0
stavro
(26.01.22)
bilimkurgu, fantastik dışında her şeyi severim.
0
rose parks
(26.01.22)
Gerçekçi. Hayata dair somut şeyler söyleyen, insana bir bakış açısı katan.
0
asaf
(26.01.22)
önceden ağır sanatsal filmler sever ve izlerdim. birkaç yıldır komedi ve bilim kurgu izliyorum sadece. insana dair derin akıl yürütmeleri içim almıyor artık, istemediğim kadar gerçekçilik görüyorum gün boyu. hatta arkadaş çevrem de buna göre değişti, somurtkan insanlara tahammül edemiyorum artık.
0
akhenaten
(26.01.22)
Asaf +689987554
0
abuzer
(26.01.22)
Bilimkurgu ama Netflix bilimkurgusu değil doksanlı yıllar Event Horizon tadında filmler.
0
Zaman Tamircisi
(26.01.22)
Kemal Sunal ve Şener Şen filmlerini.
0
j r r tolkien hayrani
(26.01.22)
animasyon sevmiyorum. wall-e ve nemo hariç.

keyfime ve zamana göre, her türün ayrı zamanı var. aralık sonuna doğru home alone izlerim, harry potta izlerim ama yazın ortasında izlenmez, gibi.

bilim kurgu çok severim. moon, 2001 a space odyssey, contact her zaman izlenir. marvel filmleri tekrar izlenmez, dc filmleri tekrar tekrar izlenir.

korku filmlerine bayılırım. izlemediğim korku filmi yoktur, o derece. bir çırpıda 50 tane kaliteli korku filmi sayarım.

bir de bazı oyuncuları seviyorum, özellikle filmlerini izlerim, ne olursa olsun, düşünmeden izlerim. genelde yanıltmaz.

sandra bullock'tan nefret ederim, büyük bir yapım bile olsa izlemem. tom hanks imdb 5 almış filmde oynasa izlerim. zaten almaz da.

tom hardy, gary oldman, matt damon, john hamm, george clooney, henry cavill, ben affleck, casey affleck, cate blanchett, mark ruffalo, steve buscemi, ryan gosling, carey mulligan, sam rockwell, christian bale, hugh jackman, kevin spacey, gyllenhaal kardeşler, javier bardem, sean penn, leo, james mcavoy vs. bunlar ne yapsa izlenir.
0
gabe h coud
(26.01.22)
sanatsal olarak doyurmasi lazim. hikaye hitap etmese de "iyi is" demem lazim. artik agir gercekli trajediye zaman ayirmak istemiyorum daha hafif hissettirecek eglenceli, komik veya bilimkurgu ihtiyacim artti:/ izledikten sonra bana bir sey katip katmadigina bakarim. guncel sevdigim memnun kaldigim sinemaya gittigime mutlu oldugum bi film ornegi= last duel. trajedi olsa da suruleyici bi heyecani var ve uzerine cok konusacak sey birakiyor. yorucu gibi degil de heyecanlandiran tarzda bi dramdi
0
ala09
(26.01.22)
post-apocalyptic / distopya tarzı izlemediğim film yoktur. psikolojik filmleri ve korku sinemasını severim. bunlar haricinde de farklı janrlarda çok film izlerim ama hepsini pür dikkat izlemiyorum. bilim kurgu filmlerini de takip ediyorum. komedi, dc-marvel evreni ve bilumum animasyonlar hiç ilgimi çekmiyor yanından yöresinden geçmem.

eklemeyi unutmuşum: iran ve fransız sineması özel olarak ilgimi çekiyor. fransızların korku filmlerini, iran sinemasının bir şeyler anlatma derdini seviyorum.
0
coldegezenkutupayisi
(26.01.22)
Komedi. Özellikle absürd ve parodi. Hayat zaten hüzünlü, bir de film seyrederken üzülmeyelim.
0
d max
(26.01.22)
Korku ve sadece aşk odaklı olanlar dışında hepsi.

Yoğun olarak bilim-kurgu ve biyografi
0
ananiyimioguz
(26.01.22)
konusuz
0
do you remember me
(26.01.22)
sirf aksiyon filmleri disindaki hemen hemen tum filmleri severim moduma gore. bi de animasyon cok sevmiyorum. ama en cok tercih ettiklerim komedi, romantik komedi ve gerilim filmleri oluyor. bir de feel good movie'lere ne modda olursam olayim asla hayir diyemiyorum.
0
in vino veritas
(27.01.22)
çogunlukla gerilim ya da casuslu dedektifli aksiyon filmleri ''ajan salt'' gibi mesela.
0
gunbatimi
(30.01.22)
(4)

Bu kişiler nasıl haberlere çıkıyor

adwokat
Bazen denk geliyorum. Çok sıradan bir olay… mesela trafik cezası… avukat bey bu cezayı yasal yollara başvurarak iptal ettirmiş. Akşamına atv habere çıkıyor. Ballandıra ballandıra nasıl iptal ettirdiklerini anlatıyor.Ya da başka bir olayda yaşanan haksızlığı show habere anlatıyor vsvs…Bu kişiler bu
Bazen denk geliyorum. Çok sıradan bir olay… mesela trafik cezası… avukat bey bu cezayı yasal yollara başvurarak iptal ettirmiş. Akşamına atv habere çıkıyor. Ballandıra ballandıra nasıl iptal ettirdiklerini anlatıyor.

Ya da başka bir olayda yaşanan haksızlığı show habere anlatıyor vsvs…

Bu kişiler bu haberlerde yer almak için para ödüyor mu sizce? Nedir bu işin usulü? Yoksa hepsinin mi içerden muhabir tanıdığı falan mı var? Ya da kanalı arayıp parası neyse vereyim haberi mi yapın diyorlar?
0
adwokat
(25.01.22)
Valla haber kanallari iktidarin yaptigi hicbir seyi elestiremedigi icin dogal olarak sunacak dogru duzgun haberleri olmuyor. Hal boyle olunca da sacma sapan haberlerle yayini doldurmak islerine daha cok gelir. O haberlere de iste ya sosyal medyadan ulasiyorlardir ya oralarda calisan birinin cevresinden duyuluyordur falan filan.

Yani bence adamlar para odemiyordur cikmak icin, o programlar direkt o tur seylerin uzerine atliyordur.
0
j r r tolkien hayrani
(25.01.22)
WhatsApp ihbar hatları var oraya gelen haberler olduklarını düşünüyorum
0
olaylar olaylar
(25.01.22)
Tanıdıklar veya ödeme usulü
0
photo85
(25.01.22)
birkaç yöntem var.
-Zaten birçok kanalın önemli lokasyonlarda muhabirleri olur.
Havaalanı, şehir meydanları, hastaneler, adliyeler, belediyeler, kamu kurumları vb. İlginç bir durum olunca habere yetiştirirler hemen.

-Kanalların ihbar hatları var. İnsanlar yazıyor ilginç bir şey olunca. Zaten bizim milletimiz bayılıyor tv'ye çıksın. Kendileri söylüyorlar bazen.

-Bir de böyle doktor, diyetisyen, yaşam koçu, avukat, fitness eğitmeni, iletişim uzmanı gibi meslek kolları için bir reklam mecrası haberler. Onlara özel tarifeleri olabiliyor. Bana da bir defa bir iş için gelmişti yerel bir kanaldan. Gelin uzmanlığınızla ilgili bir haber içeriği hazırlayalım sizin de tanıtımınız olur diye. Çıkacağım haberde "şu hizmeti alırken işletmeler nelere dikkat etmeli" diye 3-5 dakika konuşacağım onlara da içerik olacak.
0
anten
(25.01.22)
(17)

Kar magduriyetinin bu kadari!

ala09
birkac gun once olayin patladigi sirada gaziantepe gitmistim merkezde bile ne kar kureme ne tuzlama gibi bir calisma yapilmiyordu. yagan kar gormedim ama bunun disinda butun magduriyeti yasadim ne arac cikarabiliyosun ne taksi var dize kadar karla yolda yuruyorduk. dedim ki istanbul disinda turkiye'
birkac gun once olayin patladigi sirada gaziantepe gitmistim merkezde bile ne kar kureme ne tuzlama gibi bir calisma yapilmiyordu. yagan kar gormedim ama bunun disinda butun magduriyeti yasadim ne arac cikarabiliyosun ne taksi var dize kadar karla yolda yuruyorduk. dedim ki istanbul disinda turkiye'de basina bir sey gelse basa gelen cekilir deyip oturacagiz

geldik istanbul'a ee ne oldu. kar yagdi diye hayat durdu insanlar aç kaldi yollarda hala evlerine ulasamayan bir suru calisan var. ben su an calisiyorum ve eve gidemeyecegim gerci yolda kalmaktan iyidir de.

bu neyin acizligi? ilk defa mi kar yagdi ulkeye? gercekten sebebini anlamiyorum cozumsuz bir sey mi kar yagisi?
0
ala09
(25.01.22)
Türkiye gibi düzgün altyapısı olmayan dandik şehirleşen ülkeler için çözümsüz.
0
Zaman Tamircisi
(25.01.22)
İstanbul'a en son ne zaman bu kadar kar yağdı ki? Yağmur biraz fazla yağdı diye sel olan bir büyük şehirden bahsediyorsunuz birkaç sene öncesinde. Dünyanın neresinde beklentinin ötesinde bir durumla karşılaşırsanız benzer sonuç alırsınız, biz de organizasyonda pek iddialı sayılmayız:) İrlanda'daki kar fırtınası Dublin'i google'layınca bile çıkıyor hala.
0
dreamnesiac
(25.01.22)
İlk defa kar yağmadi ama çok yoğun bir kar yağışı var ve alt yapı yetersiz. Yoksa üç gündür kar yağıyor, belediye ekipmanları bir sekilde yetiyordu ama birden yağan yoğun miktarda kar için araçla, ekipmanla cozemiyorsunuz. Alt yapi, şehirleşme gibi uzun vadede inşa edilen şeylerin düzgün inşa edilmesi gerekirdi.

Ayrıca İstanbul gibi bir metropolde Afad üç gundur yoğun uyarı yaparken çoğu yer önlem de almadi. Kar iyice bastırınca erken çıkabilirsiniz diye o kadar insanı bırakırsanız çil yavrusu gibi dağılır herkes, sonuç da bu olur.
0
fraise
(25.01.22)
@dream+1
Çözümsüz değil ancak hazırlıklar bişeylerin yaşanma sıklığı veya önem sıralaması ile bağlantılı olur. Bu şekilde bir kar yağışının olma sıklığı çok yüksek olmadığı için buna yönelik hazırlık yapmak da düşük olasılık. Atıyorum bu olayın yaşanma sıklığı her sene olsaydı o zaman bişeyler yapılırken bu durum da dikkate alınırdı. Millet "geçen seneki gibi yolda kalmayalim şimdi" vs deyip aracıyla yola çıkmayabilirdi, iş yerleri "meteoroloji böyle diyor, geçen senelerde bu olay yüzünden işyerinde yatmak zorunda kaldık. O yüzden bugün evden çalışalım" vs der ise çağırmazdı milleti, belediyeler bugüne yönelik ekstra hazırlık yapar erkenden müdahale ederdi falan filan.

Olaylar öyle olmadığı için herkes "ne olacak ya hiç mi kar yağmadı daha önce" deyip normal seyrinde devam edince zincirleme şekilde etkiledi olaylar herkesi. Sonuç da bu oldu.
0
j r r tolkien hayrani
(25.01.22)
Valla bizim bura merkezin de merkezi.
1 gram tuz atan olmadi belediyeden(ibb) de kimse gelmedi. ilce belediyesi de ugramadi.

Sosyal medyada 2 tarafin trolleri carpisiyor belediyeler de keyfine bakiyor.
Karayollari da calismiyor, ben hayatimda ilk defa ankara istanbulun tamamen kilitlendigini gordum.

O araclari bana verseler ben bile daha iyi temizlerim.
Askerde 1 metre yagardi cillop gibi yapardik butun sehri.
0
divit
(25.01.22)
@divit ayni sekilde dun yolda vardi araclar ama su an sandi saldim cayira gibi. onun saskinligi biraz da. acaba kuresek de ise yaramaz gibi bir durum mu var yagis devam ettigi icin
0
🌸ala09
(25.01.22)
Ana yollar açık, ara yollar tamamen kapalı. Oturduğum apartmana girmem 45 dk aldı. Kar hala yağarken site bahçesini ve garaj girişini küreyen yoktu çünkü. E ne olacak, yarın buz tutacak çok daha zor olacak küremek.

Ha bu arada epey de ünlü bi siyasetçiyle aynı binadayım. Hiçbi tesiri yok bunun anlaşılan :)
0
photo85
(25.01.22)
Arkadaşlar, böylesi kar İstanbul’a 3 yılda bir yağar. O da en çok 3 gün yerde kalır.

Bu kadarcık bir ‘rahatsızlık’ icin de büyük yatırımlar yapılmamalı. Hatta Kadir Topbas döneminde cok eleştiri oldu diye gaza gelinip gereğinden fazla araç gereç ekipman alındı. Yazık gunah.

Kuzey ülkelerinde tüm yolların temizlendiğini mi sanıyorsunuz? Hayır, iklime uygun lastik kullanıyorlar ya da yola hiç çıkmıyorlar.

Otoyolda ani bastıran DEK yağışı sonrasında hiçkimse cozum üretemez. Ve eğer 100 aracın 10 tanesinde kıs lastiği yoksa orası kilitlenir ve yardım da ulaştırmak pek mümkün olmaz.

Topbas kar ekipmanlarını popülistce lüzumsuzca çok aldığında da yanlış buluyordum, hala da İstanbul un kar konusunda bu kadar yatırım ve yaygara yapmasını anlamsız buluyorum.

Biraz yetişkin olup, bir Kanadali gibi evinin önünü kuruyerek başlayabilir herkes.
0
kaptankedi
(25.01.22)
kaptankedi+1.

Kanada demisken, kanada gibi senenin 6 ayi karli bir ulkede bile birsuru sehirde ara sokaklar temizlenmiyor, cunku butce yok. Kaldirimlar da bina/ev sahiplerinin sorumlulugunda.
0
cooperr
(25.01.22)
Kaptankedi ve cooperr +1

İsviçre'de bile böyle birden, çok kar yağdığında araçla işe gidemeyenler oluyor. Bizde ek olarak nüfus yoğunluğu, "bize bişey olmaz yea" kafasında insanlar ve insan hayatına değil yalnızca cebine önem veren patron / yöneticiler olduğu için iyice faciaya dönüşüyor.
0
gmzo
(25.01.22)
@gmzo bize bi sey olmaz demiyor kimse. dun gece 5-6 saat yolda kalan gece 1de evine varan adami sabah 5:30 servisiyle alip yine kuruma getirdi sirket:))
0
🌸ala09
(25.01.22)
kartakip.ankara.com.tr

Böyle bişi buldum Ankarada durum iyi gibi
0
photo85
(25.01.22)
Bu yağan kar son yıllarda yağan en yoğun ve sağlam kar oldu katılıyorum ama ben de önlemlerin yeteri kadar alınmadığını düşünüyorum. Hem belediye hem insanlar tarafından.

İki akşamdır dışarı çıkıyorum. Önceki gün yollar tuzluydu ve ana arterler açıktı mesela Beşiktaş'ta. Ama dünkü yağış anında yerde birikmeye ve yolu kaplamaya başladı. Tuzlandıysa bile yeterli gelmedi, küreme araçları Beşiktaş-Yıldız arasını açamadı çünkü 10 aracın 6'sında kış lastiği yoktu ve şeridin birinde kalan olunca arkadakileri de durdurdu, millet hemen diğer şeride geçmeye çalıştı sonra orayı da tıkadı ve gözümün önünde bir anda onlarca araba kaldı patinaj çeke çeke. Abartmıyorum 4x4 araçlar hariç birkaç araçta kış lastiği vardı, o da patinaja engel olmadı ama en azından çıkabildiler.

Burada da sürekli soruluyor İstanbul için birkaç hafta soğuk ve belki yağacak kar için kış lastiği almaya gerek yok diyor herkes. Doğru ben de almadım ama arabayı yerinden oynatmadım. Milletin hatası hiçbir uyarıyı dinlememek. Hallederiz yea kafasından bir kaza, bir yolda kalan araç tüm kaosu başlatmaya yetiyor sözün özü.
0
chicha_v2
(25.01.22)
Tam olarak bu: “küreme araçları Beşiktaş-Yıldız arasını açamadı çünkü 10 aracın 6'sında kış lastiği yoktu ve şeridin birinde kalan olunca arkadakileri de durdurdu, millet hemen diğer şeride geçmeye çalıştı sonra orayı da tıkadı ve gözümün önünde bir anda onlarca araba kaldı”

—Durum bu olup da araçlar yolu tıkadığı vakit belediyenin yapabileceği hiç bir şey kalmıyor.
0
kaptankedi
(25.01.22)
Tabiki hayat duracak, doğal afet neredeyse, buradaki sorun daha dün öğlen saatlerinde çalışanlarını evlerine yollamayan patronlardadır, hoş valilik bu yönde bir tavsiye bile vermedi muhtemelen sanırım.

Bu kadar karı tuzla yok edebileceğini düşünmek komik bir düşünce, anca kürersiniz onda ülkem sürücülerinin tüm şeritleri kapatıp yolun ulaşılamaz hale getirmekte üstüne olmaması sebebiyle hiç şansımız kalmıyor, muhtemelen şu anda çatalca tarafındaki köy yolları şehir içi yollardan daha açıktır, çünkü kar küreme aracının geçişini önleyecek trafik oluşmuyor.

Biz pazar günü işyerindekilerle ve müdürle konuştuk, hiçbirimizde kış lastiği yoktu mesela, sonuç ofise gelinmeyecek dendi, bu değerlendirmeyi yapıp önlemini alamayan milyonlarla bu kadar oluyor. Zaten %80'in kış lastiği yok milletin, böyle sonucu oluyor.
0
atom karincanin torunu
(25.01.22)
@ala09 uyarıları dinlemeyip yaz lastiği ile bu havada yola çıkanlar bize bir şey olmaz'cılar işte, nasıl kimse demiyor?
0
gmzo
(25.01.22)
otoban kenarında, çoğu büyük caddede hane halkı yaşamadığı için belediyeden başkası küreyemez

kış lastiği de tank paleti değil. bu karda işe yaramaz
0
comp
(25.01.22)
(7)

sarhoş olduğunuzun ertesi günü kendinizi çok depresif hissediyor musunuz?

ahm1
sarhoş olduğunuz veya çok içtiğiniz akşamın ertesi gününe çok depresif kalkıyorum ve günüm öyle geçiyor. sanki önceki gün utanılası bir şeyler yapmışım ama hatırlayamıyorum gibi geliyor ya da ne bileyim, sebep bulamadan da depresif, hatta çok depresif oluyorum. size de oluyor mu böyle şeyler? pek ge
sarhoş olduğunuz veya çok içtiğiniz akşamın ertesi gününe çok depresif kalkıyorum ve günüm öyle geçiyor. sanki önceki gün utanılası bir şeyler yapmışım ama hatırlayamıyorum gibi geliyor ya da ne bileyim, sebep bulamadan da depresif, hatta çok depresif oluyorum.

size de oluyor mu böyle şeyler? pek genç değilim. içmeye de yeni başlamadım ama genellikle zaten biraz depresif bir insanım.
0
ahm1
(23.01.22)
Sarhos olduysam ve iyi ictiysem sonraki gun zaten saglam bir basagrisi ile basliyorum gune. O yuzden daha cok 'o son birayi icmeyecektim' tarzi kisa bir pismanlik disinda pek bisey olmuyor. Gunun geri kalani da ayilmaya calismakla geciyor.
0
j r r tolkien hayrani
(23.01.22)
bende baş ağrısı hiç olmuyor açıkçası. su içmeye dikkat ediyorum çünkü. ne kadar içkili olsam da unuttuğum pek olmuyor. bu yüzden, baş ağrısı olmuyor ama bunun dışında birçok şey oluyor.
0
🌸ahm1
(23.01.22)
evet ve adına da hangxiety deniyor. alkolün yanında bol bol su için. ertesi gün de bol bol su için, yürüyüş yapın oksijen alın, muz ve çikolata da iyi geliyor :)
0
ladyinblack
(23.01.22)
Ruhsal olarak değil de daha ziyade fizyolojik olarak kotu durumda oluyorum. O durumdayken haliyle moral de cok iyi olmuyor.
0
stavro
(23.01.22)
Alkon depresandır zaten, cevaplar arasında göremediğim için belirtmek istedim.
0
dreamnesiac
(24.01.22)
Evet bana da çok oluyor bu ve sırf bu yüzden içmeyi neredeyse bıraktım. 20'lerimde olmuyordu ama 30'larıma geçince alkol aldığımın ertesi günü kesinlikle düşüşte oluyorum. Çok can sıkıcı bi durum.
0
roket adam
(24.01.22)
Temelde ne varsa onu tetikliyor olabilir mi? Mesela ben de genel olarak anksiyete bozukluğu belirtileri gösteren biriyim ve alkollü günün ertesi günü bendeki en büyük etkisi daha çok anksiyete, panik, yapmak zorunda olduğum bir şeyi unutmuşum hissi filan oluyor.
0
amelie poulain
(24.01.22)
(14)

Ne fabrikanız olsun isterdiniz

dissendium
Çok önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım soruyu.Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
Çok önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım soruyu.

Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
0
dissendium
(23.01.22)
İşlemci
0
aeroknight
(23.01.22)
Oyuncak
0
basond
(23.01.22)
Rakı.
0
j r r tolkien hayrani
(23.01.22)
Otomatik silah fabrikasi.
0
stavro
(23.01.22)
Gelir elde etmek değilse amacım
Müzik aleti olabilir.
0
kisa
(23.01.22)
tekne, motoryat, katamaran, otomobil, karavan

ama seri üretim değil, el yapımı olacak.

ve ilginç teknolojiler olacak. büyük bir kısmını argeye ayırırdım. hiç kimsenin düşünmediği icatları uygulamak isterdim.
0
gabe h coud
(23.01.22)
ilaç
0
ya ben lan neyse
(23.01.22)
Sanat, Andy Warhol usulu :D
0
hot potato
(23.01.22)
oyuncak +1
0
in vino veritas
(23.01.22)
vida
0
ala09
(24.01.22)
gözüm o kadar yüksekte değil, kask fabrikası, motorsiklet fabrikası. az kazanayım sorun diil.
0
selam
(24.01.22)
kedi, köpek maması.
0
kumandanim
(24.01.22)
Fişek fabrikası, tanesi 5 lira oldu namussuzun, atamıyoruz.
0
John Bloor
(24.01.22)
yarı iletken veya chip üretimi yapan bir fabrikam olsun isterdim.
0
baharat
(26.01.22)
(10)

Ne yapmalıyım

Cenk Daniels
Yeni bir işe başladım ve bana önceden gece çalışması vs olacağından bahsetmemişlerdi, şimdi görüyorum ki haftanın en az 2 günü gece 4 e kadar çalışmaya katılıyorum. Ne yapmalıyım? Bu konuda ik ile görüşüp hayırdır biz böyle anlaşmamıştık demeli miyim? Ekstra bir ücret ödemesi yapılmıyor ve bu çalışm
Yeni bir işe başladım ve bana önceden gece çalışması vs olacağından bahsetmemişlerdi, şimdi görüyorum ki haftanın en az 2 günü gece 4 e kadar çalışmaya katılıyorum. Ne yapmalıyım? Bu konuda ik ile görüşüp hayırdır biz böyle anlaşmamıştık demeli miyim? Ekstra bir ücret ödemesi yapılmıyor ve bu çalışma hayatımın kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Tavsiyelere açığım. (Deneme sürem bitti)

Teşekkürler.
0
Cenk Daniels
(17.01.22)
Valla durduğun kabahat hocam git konuş da işe girerken belgeleri falan okumadın mi? Orda yazıyordur belki çalışma koşulları falan, eğer öyle durum varsa kabul etmiş sayılıyorsun sanırım.
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
Mesai yapılır gibi bir madde var ama özellikle gece çalışması ile ilgili madde yer almıyor.
0
🌸Cenk Daniels
(17.01.22)
Fazla mesai ücreti dandik yerlerde bile olur. Fazla mesai ücreti vermiyorlarsa yeni iş ara.
0
dissendium
(17.01.22)
Gece 4e kadar kim ne için çalışır ki?
Aklima ya fabrikada üretimci olmak gelir ama remote calistiginiza göre önceden sanmıyorum.
Sonra başka ülkeye çalışıyor olabilirsiniz ama o zaman neden sadece 2 gün.

Tabiki gidip sorun. Bana göre işin başında söylenmesi gereken şeyler bunlar. Kaç şirket sabah 4e kadar çalışıyor ki normal bir şey gibi karsilansin.
0
logisticsmanager
(17.01.22)
dissendium +1

oto sanayilerde bile fazla mesai ücreti veriyorlar. iş değiştir derim.
0
senbensennedenbenlen
(17.01.22)
gece 4'e kadar çalışacağınız gün işe de o şekilde geç mi geliyorsunuz?
İK'dan talebinizin ne olduğunu netleştirip öyle gidin bence. Bu sisteme katılmamak veya ek ücret almak gibi.
0
michael_knight
(17.01.22)
gece 4 kadar calisip sabah devam mi ediyorsunuz ? cidden cok merak ettim, ne isi bu
0
oscar
(18.01.22)
nicke bakilirsa arkadas kacak icki imalethanesinde herhalde.
hocam ik'na git fazla mesaiyi yabanci icki olarak almak istiyorum de bakalim ne diyecekler. cevabi bize yaz merak ettik...
0
cooperr
(18.01.22)
mesai ücretini yazılı olarak talep et
günde 11 saatten fazla çalışma
mesaiye kalmama hakkına sahipsin
işten ayrılırsan kıdem+mesai ücretlerini talep et, mahkmeyle fazlasını alma hakkına sahipsin
0
bir soru sorcam
(18.01.22)
it sektörü arkadaşlar.. kaçak içki diyen olmuş hahaha :))) sabah tabi dinlenip öyle başlıyorum işe.
0
🌸Cenk Daniels
(18.01.22)
(6)

Hamburgerin içindeki sıralama

onyetele
Merhaba sıralama nasıl olmalı sizce?1-Ekmek2-üstüne yeşillik/icebergköftedomatessoğanturşuketçapmayonezhamburger sosu
Merhaba sıralama nasıl olmalı sizce?

1-Ekmek
2-üstüne yeşillik/iceberg
köfte
domates
soğan
turşu
ketçap
mayonez
hamburger sosu
0
onyetele
(17.01.22)
Peynirsiz hamburger mi olur hocam? Hiç yakıştıramadım. Bende sıralama şu şekil
Ekmek
Sos
Peynir
Köfte
Değişik ıvır zıvırlar
Peynir
Sos
Ekmek
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
hamburgerde iceberg, domates ve sos sevmem. et, cheddar, soğan ve ekmek.
0
gabe h coud
(17.01.22)
Köftenin altına ya da üstüne marul kıvırcık domates koyulmaz, ısıyla beraber ölür bunlar; bir anlamı kalmaz çünkü o kadar yağlı yumuşak şeyin yanına kıtırlık doku ferahlık versin diye ekleniyorlar.

Mümkünse karamelize soğan ya da turşu ile bariyer yapıp öyle koymak lazım.

Sos da ekmeğe sürülür.
0
Bruce
(17.01.22)
@çok değerli bir bilgi Bruce..
0
🌸onyetele
(17.01.22)
domates gibi sulu şeyler ekmeğe temas edecek şekilde de konulmaz, çünkü ekmek bunun suyunu emer, en iyi ihtimalle yumuş yumuş olur, en kötü ihtimalle ekmek dağılır parçalanır.

benim sıralamam:
alt ekmeğin üstüne sos sür. üstüne köfte ve peynir. ondan sonrasu bruce'un dediği şekilde sıcaklıkla yumuşayacakları köfteden ve suyunu bırakıp ekmeği parçalayacakları ekmekten uzak tutacak şekilde keyfine göre.
0
kibritsuyu
(17.01.22)
üstten alta

ekmek
sos
pişmiş ananas
erişmiş peynir
köfte
karamelize soğan
sos
ekmek
0
mirafiori
(17.01.22)
(3)

Hapşırdıktan sonra gelen tarçın kokusu

onyetele
Merhaba,Bunu çok araştırdım ama bulamadım. Yani neredeyse 1 yıldır tarçın yemediğim, içeçeğime falan katmadığım halde bu koku neden geliyor?Genellikle kafamda bazı hayaller kurduğumda bu hapşırma oluşuveriyor ve bu tarçın kokusu geliyor burnuma...Bu ilginç değil mi?
Merhaba,

Bunu çok araştırdım ama bulamadım. Yani neredeyse 1 yıldır tarçın yemediğim, içeçeğime falan katmadığım halde bu koku neden geliyor?

Genellikle kafamda bazı hayaller kurduğumda bu hapşırma oluşuveriyor ve bu tarçın kokusu geliyor burnuma...

Bu ilginç değil mi?
0
onyetele
(17.01.22)
İlginç.
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
ne hayal ediyorsunuz tam olarak tarçınlı kek mi
0
nıç
(17.01.22)
@nıç amerikan pastası...
0
🌸onyetele
(17.01.22)
(18)

Sağlıklı beslenme kaygınız var mı? Yüzde kaç sağlıklı besleniyorsunuzdur?

ms brownstone
Asıl sormak istediklerim başlıkta ama genel olarak bu “sağlıklı beslenme” dediğimiz şeyi nasıl ve ne şekilde algılayıp uyguladığınızı da merak ediyorum. Sizin için ne kadar önemli ve ne kadar uyuyorsunuz buna?
Asıl sormak istediklerim başlıkta ama genel olarak bu “sağlıklı beslenme” dediğimiz şeyi nasıl ve ne şekilde algılayıp uyguladığınızı da merak ediyorum. Sizin için ne kadar önemli ve ne kadar uyuyorsunuz buna?
0
ms brownstone
(17.01.22)
hiç bu tarz kaygılarım yok, 43 kiloyum.
0
rose parks
(17.01.22)
Var.

Yuzde 55 60 gibi
0
floydian
(17.01.22)
Evet bu kaygıyı taşıyorum. Yüzde seksen uyduğumu düşünüyorum.
0
ruhen hastayim ben
(17.01.22)
Kaygim var ama tembelim. %15 diyorum.
0
hot potato
(17.01.22)
Kaygım yok, %70-80
0
gabe h coud
(17.01.22)
kesinlikle var. kendi yaptığım ev yemeği olmak zorunda illa. dışarıdan söyleyince uyku düzenimden tut cildim bile bozuluyor.

tatlı dışında %80 sağlıklı besleniyorumdur. kendime söz verdim, ayda yılda bir evde yaptığım sütlaç dışında tatlıyı da keseceğim artık.
0
adse
(17.01.22)
Kaygım var hatta takıntı seviyesinde. %80-90 sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Dışarda yemek ve paketli gıdalar minimum seviyede. Canım tatlı isterse sağlıklı bir tarif bulmaya çalışıyorum. Şu an evden çalıştığım için buna uymak kolay ama işe gidince zor oluyor.
0
jazzabel
(17.01.22)
Valla hiç öyle bir kaygım yok. Yediğim sağlıklı şeyleri hep kazara yiyorum sanırım. Yani atıyorum 3-4 lahmacun yiyorsam lahmacun içine kattığım yeşillik falan sağlıklı sayılır herhalde anca. O yüzden benim yüzdem 20 falandır herhalde.
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
Yemek seçerim. Ispanak, pırasa falan yemem. Ama dikkat ediyorum. Gidip kekin üstüne çikolata yemem. Bir cips yediysem sonra bir hafta yemem. Kola içtiysem iki bardağı geçmem. Ben bu şekilde sınırlamayla kontrol ediyorum.
0
dissendium
(17.01.22)
Maaşımın çoğunu organik ürünlere ve vitamin takviyelerine verdiğim için %80 diyebilirim ancak sağlıklı beslenme kaygısından çok pahalılığın artacağından ve sağlıklı ürün alamayacağımdan kaynaklı bir kaygı mevcut.
0
BuddyGuy
(17.01.22)
Günlük aldığım kaloriye ve aldığım besindeki protein, karbonhidrat, yağ dengesine dikkat ediyorum.
Yıllardır şeker ve şekerli bir besin, dolayısıyla paketli gıda tüketmiyorum.
Günde en az 2 litre su (sıvılar hariç) tüketiyorum.
Her gün mutlaka farklı bir sebze (Çiğ ya da haşlanmış) tüketiyorum.
Kendi ekmeğimi, zeytinimi, peynirimi, yoğurdumu, şarabımı, cider ımı kendim yapıyorum.

Yüzde hesabı nasıl yapılır bilemediğim için cevaplayamayacağım.

Beslenmeyle alakasız gerçi de iyi de spor yaparım.
0
Mirket
(17.01.22)
Yok. Sevdiğim şeylerden sağlıklı olanlar sayesinde yüzde 10u tutturuyorumdur herhalde yani umarım:)
0
asteriks
(17.01.22)
Canımın çektiği şeyi ne olursa olsun tüketecek kadar sağlıklı besleniyorum. Sağlıklı beslenmek uğruna anlık isteğimi yadsıyacak kadar sevmiyorum bu hayatı.
0
Bruce
(17.01.22)
benim de var, şöyle var. evde abur cubur, kolay şeker tutmuyoruz. gereksiz kalori almıyoruz (hani açlık ve stres anında bi gofret yiyeyim dersin ya o), gereksiz alkol kullanımımız yok sadece sosyal okazyonlarda kullanıyoruz. dengeli beslenmeye çalışıyoruz (evde pişecek şekilde arada bi sebze, çoğunlukla tavuk, et) kahvaltı dışında ekmek yemiyoruz. tabii ki sağlıksız beslendiğimiz, hamburger baklava vs yediğimiz oluyor ama sık sık ve dandik yemektense seyrek ama kaliteli yiyoruz mutlaka, yediğimize değiyor yani.
0
roket adam
(17.01.22)
kızartma ve rafine şekerden mümkün olduğunca uzak duruyorum. yemeklerimi evde kendim yapmaya çalışıyorum, dışarıda yiyeceksem sağlıklı şeyler seçemeye özen gösteriyorum.

yemeklerde zeytinyağı kullanıyorum.

bazı dönemler tatlıya karşı zaafım oluşuyor, kontrollü bir şekilde yemeye çalışıyorum sonra geçiyor.

asitli içecekler on yıldan fazladır hayatımda yok.

bu şekilde idare etmeye çalışıyorum, iyi beslendiğimde iyi hissediyorum ama yemek yemeyi de çok seviyorum:) denge kurmaya çalışarak devam ediyorum diyebilirim.

bir de haftanın üç günü direnç antremanı yapıyorum, bu hayat kalitemi baya yükseltti.
0
elma
(17.01.22)
Midem her şeyi kaldırmadığı için dikkat ediyorum.

Şeker, tuz, ekmek, paketli gıdalar, katı yağ ,yağlı gıdalar minimumda yiyorum.

Bakliyat,yumurta,peynir,tavuk tüketmeye çalışıyorum
Meyve ve sebzeye ilaveten yulaf, kinoa , börülce tüketiyorum
Kuru kayısı ceviz kuru üzüm enerjim düştüğünde yiyorum
Kahvemi çayımı sade içiyorum

Canım çok tatlı isterse ki senede 2-3 supangle tercih ediyorum.

Tek sorun yeni tarifler bulamıyorum ve bazı tarifler yavan olduğu için en ufak lezzet verici bir sos-krema-baharat filan eklemek maliyeti arttırıyor.
0
kararsızataletfilozofu
(18.01.22)
sağlıklı beslenme çok geniş bir kavram ülkemizde.
Sadece "Fit" gıdalar tüketen de sağlıklı yiyorum diyor.
Organik beslenen de...
Karatay diyeti uygulayan da.
Kendince tuhaf diyet rituelleri uygulayanlar da sağlıklı yediğine inanıyor.

Sağlıklı beslenmeden benim anladığım katkısız (bu şartlar altında düşük katkılı), gıda ürünleriyle dengeli ve düzenli yemek (akdeniz diyetine yakınım diyelim)

Ama maalesef ülkemizde marketten alınan ürünlerin birçoğu bu tanıma uymuyor. Tamam dengeli beslenmek mümkün bir şekilde. Ama tükettiğimiz ürünler sorun.

Tohumlara güvenemiyorum, et ürünlerine güvenemiyorum çünkü hayvan nasıl yemleniyor, nasıl ilaçlanıyor bilmiyoruz.

Gıdalara eklenen birçok renk ve katkı maddesi bir şekilde "sağlığa olumsuz bir etkisi kanıtlanmamıştır" denerek yırtıyor.

Ne yazık ki doğal gıdaya ulaşmak hem çok maliyetli, hem de çok eforlu. Çünkü her ürünü Türkiye'nin dört bir yanından almak ve bunu düzenli bir şekilde almak dert.
Sırf bu iş için bir ekibinizin olması lazım.
0
anten
(18.01.22)
Üniversiteye başladığım dönem sağlıklı beslenmeyle ilgili neyin ne olduğunu öğrenmeye başladım, fakat sağlıklı yemeklerin üstüne ek olarak dışarıdan aperatif söylerdim, kilo sorunum hiç olmadı ama yağ oranım biraz yüksekti, hep rahatsız oldum bu durumdan.

Üniversite sonrası yemek yapma konusunda çok iyi noktaya geldim, nadir yediğim abur cubur ve dışarıdan yemeleri özel günler haricinde bıraktım.

Artık her gün evde spor yapıyorum, beslenmeyle ilgili son gelişmeleri takip edip vücuduma iyi gelen rutinleri oluşturuyorum.

Nadiren dışarı çıktığımda burger, pizza gibi kaçamaklar yapıyorum. Hayatım bu sayede kökünden değişti, çok iyi hissediyorum. %95 diyebilirim.
0
hadi ya la
(18.01.22)
(5)

python

goddar
merhabalar.python bilmiyorum. o yüzden çok temel bir soru soracağım (:https://www.youtube.com/watch?v=BVMa4nXjQCM&ab_channel=HarshKumarşuradaki arkadaşın anlattığı olaylara dalacağım. random forest, XGBoost, LightGBM, CatBoost kurcalayacağım şeyler. anladığım kadarıyla python ile çalışabilmek için ö
merhabalar.

python bilmiyorum. o yüzden çok temel bir soru soracağım (:

www.youtube.com

şuradaki arkadaşın anlattığı olaylara dalacağım. random forest, XGBoost, LightGBM, CatBoost kurcalayacağım şeyler. anladığım kadarıyla python ile çalışabilmek için öncelikli olarak bir arayüz programı kullanmam gerekiyor. şurada bir liste var: www.argenova.com.tr

bu süreçte çok fazla takıldığım yer olacak ve muhtemelen forumlarda çok soru soracağım. o yüzden herkesin yaygın olarak kullandığı ve problemlerimi kolayca çözebileceğim bir arayüz indirmek istiyorum. sizce hangisini indirmeliyim? python konusunda tecrübesi olan yazılımcı arkadaşlar yardımcı olursanız sevinirim.

teşekkürler.
0
goddar
(17.01.22)
Anaconda içinde gelen spyder yeterli olacaktır. Diğer yandan kod yazmak bu işin kolay tarafı, o yüzden bu olaylara dalmadan Ensemble Learning nedir ne değildir öğrenmek lazım.

in.pinterest.com
0
archmage mahmut
(17.01.22)
başlangıçta bu kadar şey kurup detaylarda boğulmaya gerek yok aslında.

python 3.x + python/intellisense eklentili vscode.
0
dr doofenshmirtz
(17.01.22)
pbs.twimg.com

saka bir yana once python ogreneceksen cok farketmez. vscode en populer bu aralar indir bir vscode, python eklentilerini de indir, yardim aradiginda yine vscode icin arayacaksin. python ozelinde bir problem olursa zaten vscode dan bagimsiz olacak.
0
robokot
(17.01.22)
Valla videoyu açmadan kesin hintlidir dedim yanıltmadı beni arkadaş :D

Şaka bir yana bu Hintlilerin öğretme olayına büyük katkıları var. Çok değişik seriler çekip uzun uzun anlatıyorlar her şeyi. Dolayısıyla bence YouTube da biraz gezinsen tam istediğin gibi seri çeken bir hintliyi bulursun bence. Atıyorum keywordlerin şunlar olsun, how to start data science, data science from scratch vs vs.
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
Random Forest, XGBoost falan hep machine learning algoritmaları. Bu işi yapanların %99'u jupyter notebook veya jupyter lab kullanır. Sen jupyter lab kullan. O videodaki adam da ikisinden birini kullanıyor.

Önce anaconda indirip kuruyorsun. Sonra anaconda programına girme, şöyle yap: windowsta "anaconda prompt", mac'te "terminal" isimli programa girip "jupyter lab" yazıp enter'a bas.

Spyder pycharm gibi programlar data science için değil de, daha çok development yapmak için. Mesela random forest ile bir şeyler buldun, artık bunu cep telefonu uygulaması olarak piyasaya süreceksen spyder'a geçersin.
0
benaaymi
(18.01.22)
(5)

SQL'de güzel arama yöntemleri

plutongezegendegilmi
Bi sütunun değeri mesela `yağmur`, ama ben arayan adam `yagmur` yazdığında da bulabilsin istiyorum. ñazlı diye bi kayıt var mesela, nazli yazınca da bulunabilsin vs. vs.Şimdi normal LIKE yapıp geçiyorum, ama o match etmiyor. Database'deki verileri değiştirmem mümkün değil, insanlar da kafalarına gör
Bi sütunun değeri mesela yağmur, ama ben arayan adam yagmur yazdığında da bulabilsin istiyorum. ñazlı diye bi kayıt var mesela, nazli yazınca da bulunabilsin vs. vs.

Şimdi normal LIKE yapıp geçiyorum, ama o match etmiyor. Database'deki verileri değiştirmem mümkün değil, insanlar da kafalarına göre arayabilir, tek tek harfleri değiştirerek bakmak istemiyorum. Yani adam ñ harfine basamadı, n yazdı geçti, ben bunu manuel handle etmeyeyim.

Bunun yöntemi nedir?

Kullandığım database sqlite bu arada.
0
plutongezegendegilmi
(17.01.22)
tek bir karakter icin: _ kullanabilirsin. orn: ya_mur
benzer

alternatif olarak: % kullanabilirsin. orn: ya%mur

_ karakter yamur'u bulmaz.
% karakter yamur'u bulur. (0 karakteri de arar.)
0
helenart
(17.01.22)
ya_mur, nazl_ olabilir ama kalıcı bir çözüm değil tabi. aradığınız şey collate olabilir.

stackoverflow.com
0
dr doofenshmirtz
(17.01.22)
@helenart, bunu yapabilmem için bu sıkıntılı karakterleri gezip, başka bir tabloda "aranabilir" formu mu tutayım?

@dr doof, ya bu collate'i gördüm ama bu başka alfabeden ingiliz alfabesine çeviriyor. bana lazım olan ingiliz alfabesinden başka alfabeye çevirmesi. orada da n harfi yine n mi olacak yoksa ñ mi belli değil :) nasıl oluyor o olay çözemedim.

yani en kötü başka bir sütunda aranabilir halini ingiliz alfabesinde tutabilirim, sonra collate ile gelen sorguları ingiliz alfabesine çevirip öyle match ederim.

ama sanki daha zarif bir çözüm olması gerekiyormuş gibi hissediyorum :)
0
🌸plutongezegendegilmi
(17.01.22)
For example:

SELECT Last_Name
WHERE Last_Name = 'bekes' COLLATE SQL_Latin1_General_Cp850_CI_AI

Which will return both Bekes and Békés.

www.itsupportguides.com

burada bir örneği var.
0
dr doofenshmirtz
(17.01.22)
Valla collate iyiymis hiç denemedim ben onu daha önce. Ben de hep klasik like diye aratıyordum da sonuçlar cidden değişik olabiliyor. Bir de SQL falan biraz kabız bir dil text sorgularında o yüzden atıyorum semantik ilişki falan olacaksa elastic search daha uygun gibi.

Yok sadece SQL olacak dersen de önişleme olayı kullanılabilir, yani dediğin gibi bişekil kendi sözlüğünü oluşturup karşılıklarına bakip sadece bir tane yerine birden fazla text arayabilirsin. Onun dışında Python vs kullanıyorsan backend de, nltk yi vs kullanıp değişik şeyler yapabilirsin. Atıyorum harf bazında kelimeleri ayrıştırıp daha sonra gidip veriyi sayılara çevirip cosine similarity falan hesaplayabilirsin. Belki bu çok güzel bir örnek olmadı ancak anladın sen :D
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
(1)

Tez öneri raporu intihal taramasından geçirilir mi?

santimantal
Bu raporu daha çok başka kaynaklardan yararlanarak hazırladım. Eğer intihal raporu gerekliyse benzerlik oranı yüksek çıkacaktır.
Bu raporu daha çok başka kaynaklardan yararlanarak hazırladım. Eğer intihal raporu gerekliyse benzerlik oranı yüksek çıkacaktır.
0
santimantal
(15.01.22)
Normalde tez öneri formu direkt bir yayın vs olmadığı için geçmeyebilir ancak olay enstitüye hatta hocaya göre vs de değişir. Misal bazı hocalar dersin projelerini bile intihal taramasına sokabiliyor. O yüzden tavsiyem ne olur ne olmaz oturup kendi cümlelerin ile yazman şeklinde olur.
0
j r r tolkien hayrani
(15.01.22)
(4)

İyi Parti'nin Artagan'ı hakkında ne düşünüyorsunuz?

ya ben lan neyse
nakit parayı ortadan kaldıran bir proje.verginin neredeyse kaçırılamadığı, herkesin gelirine göre vergi/harç ödeyeceği, sosyal yardımların ihtiyaç sahiplerine gittiği bir proje.uygulanabilir mi, uygulanabilirse faydası olur mu?
nakit parayı ortadan kaldıran bir proje.

verginin neredeyse kaçırılamadığı, herkesin gelirine göre vergi/harç ödeyeceği, sosyal yardımların ihtiyaç sahiplerine gittiği bir proje.

uygulanabilir mi, uygulanabilirse faydası olur mu?
0
ya ben lan neyse
(15.01.22)
-nakit paranın ortadan kalkacağını sanmıyorum.
-vergi kaçırmak isteyenin yine kaçıracağını, buradaki amacın küçük paralarla oynayanların cebine el atmak olduğunu düşünüyorum.
-sosyal yardımların yine şeriatlara, bazı kesimlere, yandaşlara gideceğini düşünüyorum.

iyi parti sağ bir partidir. sağcı ekonomilerde halk değil, iş insanları zenginleşir. sen de onların borcunu ödersin. belki halk olarak sen vergi kaçıramayacaksın ama iş insanları bal gibi yine kaçıracak, yolsuzluk bal gibi yine yapılacak.

şu proje zırvalarına hala kanıyor insanlar. projeye gerek yok: kanunları uygula, yolsuzluğun önünü kes, ülke zaten mis gibi yer olur.
0
lesmiserables
(15.01.22)
Valla olay klasik herkese oynama meselesi gibi. İşin içine yapay zeka, yazılım, blockchain laflarını sıkıştırıp sol cenaha, ismi de eski Türkçe bişeyler koyup milliyetçilere vs oynayalım demişler gibi duruyor.
İyi partinin bana göre MHP den tek farkı başındaki kişinin zamanında MHP başkanı olmasının engellenmesi yüzünden sağcı olmayanlardan destek bulabilmek için popülizm kasması bence. Yoksa gerçekte @lesmi nin dediği gibi Türkiye de sağ bir partinin, hele ki direkt mhp içinden çıkan bir partinin sadece halk yararına bişey yapması düşüncesi pek mümkün değil bence.
0
j r r tolkien hayrani
(15.01.22)
plutongezegendegilmi
(15.01.22)
yeni duydum biraz araştırdım plütonun yazdıklarını da okudum. teknik olarak amaçladıkları kayıt dışılığın önüne geçmek ama bu iş dijital dönüşüm ile olabilecek bir durum değil.

yarın sabah git ekmek al mesela (85 milyonun günde 1-2 defa ticaretini yaptığı bir meta'dan örnek vermek istedim) orada başlar kayıt dışılık. vergi ödemezsin. çünkü fırına giren girdi ile çıkan çıktı arasındaki fark bilinemediği için arasında kar alınamıyor ve bu kabullenilmiş bişey. daha bunu halledememişken denilenler çok zor.

ben bunu iyi niyetli ama uygulanması mümkün olmayan bişey olarak görüyorum. ödeme sistemleri üzerinde çalışılsa daha kolay olacak gibi duruyor.
0
avatar is back
(15.01.22)
(26)

hayat kalitenizi yükselten, iyi ki almisim dediğiniz neler var?

buenosdias
uzun suredir birey almadigim icin alisveris yapayım diyorum. isime yarayacak bireyler olsun istiyorum. sizden ilham almak istiyorum:)
uzun suredir birey almadigim icin alisveris yapayım diyorum. isime yarayacak bireyler olsun istiyorum. sizden ilham almak istiyorum:)
0
buenosdias
(13.01.22)
Alışveriş çılgıncısı :) Erkekseniz traş makinası dışında benim sevdiklerim: powerbank, airpods kulaklık, windproof ve waterproof herşey; mont ve ekipmanlar, polar şapka ve kazaklar, hınıs, outdoor trekking bot, euro*swh*, otomobil için kolçak dayama, otomobilin kendisi (şu direksiyon arkası radyo kontrollü olanlardan bayılıyorum buna), kask için interkom, 10 yıllık pasaport, motosiklet ehliyeti ve yazmadıysam motosiklet ehliyeti, motosiklet ehliyeti demiş miydim? Demediysem motosiklet ehliyeti.

sonradan aklıma geldi: elektrikli diş fırçası, interkom, likralı herşey.
0
baldan kaymak
(13.01.22)
en son güzel bi telecaster gitar aldım, iyi ki almışım diyorum.
0
killerbee
(13.01.22)
Robot süpürge. Evden çalışıyorsanız kaliteli ofis sandalyesi. Evden ve dizüstü bilgisayarla çalışıyorsanız monitör.
0
kobuzchu kiz
(13.01.22)
Robot süpürge +10000

Kablosuz kulaklık.

Bir de miband bileklikler. Senelerce 2'yi çok severek kullanmıştım, şimdi 6'sina geçtim; kac gündür aşırı bir mutlulukla kullanıyorum kendisini.
0
fraise
(13.01.22)
apple watch, apple tv, airpods, benq monitör, ikea mouse pedi, lg sk10y soundbar, adidas ultraboost ayakkabılar, melitta kahve makinesi, dyson saç kurutma makinesi, dyson v15 süpürge, divoom tivoo max, philips hue, mi bedside lamp 2, küvings katı meyve sıkacağı, philips sonicare diamondclean
0
gabe h coud
(13.01.22)
Robot süpürge
Güzel bir kablosuz kulaklık
Araç telefon tutacağı
Çok bölmeli dosya :D :D
0
invictae
(13.01.22)
balkona bu makrome salıncaklardan aldım, kendime yaptığım en güzel yatırım. sefa pez. olduğum için sallana sallana bir yerlere varmaya çalışıyorum.
0
denef
(13.01.22)
Mekanizmalı kartlık
0
megalomaniac
(13.01.22)
Victorinox çakı
0
mezarkabul
(13.01.22)
Robot süpürge inanılmaz rahatlık. çalışan insanlar için bulunmaz nimet.
Dalış ekipmanları
Kablosuz kulaklık
0
Dr_Stat
(13.01.22)
1) traş makinesi
2) kahve makinesi
0
a darkness coming
(13.01.22)
en son cekmece duzenleyici, katlanan sandalye, asiri miktarda askilik almistim surekli daginik olan odamda iyi duzenli olustu *-*
0
ala09
(13.01.22)
Para vermedim ama hp elitebook bilgisayar.
Senelerdir eseklik edip laptop tasimisiz hayatimdan yuk gitti resmen. Sarji da 1 mesai cikariyor.
0
divit
(13.01.22)
markalardan bağımsız olarak

2. ve 3. televizyon ve akıllı tv yönetim sistemi
iyi bir ses sistemi
aydınlatma sistemi
güzel bir kahve makinesi
otomatik diş fırçası
büyük ekran hızlı bir tablet
kendini iyi hissedeceğin her gün kullanabileceğin güzel bir kıyafet (çanta, ceket vb ama her gün kullanabilmen lazım)
belirli periyodlarda masaj hizmeti
dinlediğin müziğe göre kulaklık
0
duyurukullanıcısı
(13.01.22)
kaz tüyü kaban
victorinox bıçak
Termos
Enseden dolanmalı bluetooth kulaklık
Muhtelif uzatma kabloları
0
sagini solunu bilmez cahil
(13.01.22)
Iki haftada bir gelen temizlikci. Alisveris degil ama illa bir seye para harcamak gerekiyorsa...
0
hot potato
(13.01.22)
smart wake up light
0
durgunfoton
(13.01.22)
philips airfryer
bosch autocook
27" 4k ips monitör
0
orpheus
(13.01.22)
Su arıtma cihazı
Şarjlı diş fırçası
Traş makinesi
Patates soyacağı
Balkona yumuşak tüylü halı
Kaliteli bot
Havuz gözlüğü
Çadır, şişme yatak, kamp masası
Motosiklet
.
.
.
0
antihero
(13.01.22)
Ortopedik yastık.
0
j r r tolkien hayrani
(13.01.22)
bluetooth kulaklik (anker)
arabada kullanmak icin magsafe sarj aleti (spigen)
kahve/cay icin 1 litrelik termos (contigo)
el supurgesi (dyson)
0
cooperr
(13.01.22)
robot süpürge, beurer elektrikli ısı pedi/battaniyesi
hamur yoğurma makinesi
tefal actifry
0
photo85
(13.01.22)
bir sürü var da son zamanlarda;

youtube premium
xbox + gamepass
projeksiyon cihazı
kindle
kablosuz kulaklık
akıllı lambalar
fırın
hamile destek yastığı
0
AlsterWasser
(13.01.22)
Şarjlı Diş Fırçası
0
2027
(14.01.22)
Kindle
coook sicak tutan bir outdoor montu
ipad ve tutacagi
bose gurultu onleyici kulaklik
dolar
0
sopiro
(14.01.22)
2 gündür bu soruya yazacak bişey bulmak için kendimi yedim - niyeyse:)))))) nası' bi' fakirlikse artık :)))))) dün aklıma geldi :)))) valla çok güldüm halime ne yapayım.
- non iron gömlek, pandemi başlangıcında nası' denk geldiyse gayet uygun fiyata 4 tane aldım network' ten, iş seyahatlerinde, fuarlarda o kadar işime yarıyo' ki anlatamam.
- freebelt(koşarken çok işe yarıyor)
bu kadar galiba :)
0
kumandanim
(14.01.22)
(17)

harry potter'ın setini şimdi alsam sarar mı sizce? yaş 27

der meister
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, h
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.

ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, hoşuma gitmişti. okuduğum kitabı da yengem almıştı bana, annem paramız yok diye almak istememişti, o yüzden aslında içimde uktedir baştan sona okuyabilmek ama bu yaştan sonra kurgusu sarar mı emin olamadım ya, az para da değil yani indirimde 230 küsür lira şu an.

tavsiye eder misiniz, almaya değer mi? en kötü ilerde 13-14 yaşında birilerine veririm diye düşündüm, baktılar ki hoşlarına gitti bir çocuğu/ergeni okumaya teşvik etmiş oluruz en azından.

bunun dışında farklı evrende geçen, kurgusu sağlam bu tarz seri önerebilir misiniz? george martin şüşkosunu okumak istiyordum da bunun bitireceği yok, yarım kalacak bir 5 bin sayfalık hikaye okumak istemiyorum açıkçası. asoiaf gibi var mı başka mesela öyle bi şeyler?
0
der meister
(11.01.22)
Hem de nasıl sarar, bak şimdi çok özledim:)
Harry Potter ile büyümüş şanslı kuşaktanım. İki sene önce (yaş 27'ken) açtım yeniden bitirdim mesela yedi kitabı, yine aynı heyecan ve keyifle okudum.

Eminim şu an açsam yine yedi kitabı arka arkaya okuyabilirim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.01.22)
Ben sarmayacağını düşünüyorum. Yaşım 30 şimdi açsam ben de okurum tekrar ama hiç okumamış olsam bu yaşımda okumazdım.

Set olarak değil de sadece ilk kitabı alıp okumak daha mantıklı olabilir.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.01.22)
Ben kitap karakterleri ile aynı yaşta iken okuyordum ve adeta onlarla birlikte büyüyorduk. Çok keyifliydi ve bizi adeta girdap gibi içine çekiyordu. Aynı dönemde pek çok yetişkin de zevkle okuyordu Harry Potter kitaplarını.

Ben şimdi okusam aynı keyfi alır mıyım bilemem ama ilk defa okuyan kişi bence hoşlanabilir. Ayrıca; ilk kitaplar daha çocuksu seyrederken 3-4 ile birlikte daha karanlık ve grift bir yapıya bürünüyor. Hızlı okunur zaten.

Satın alma kısmını bilemeyeceğim. Kütüphanelerden ödünç alma imkanınız varsa öyle okuyun derim.
0
burka
(11.01.22)
28 yaşındayım. Daha geçen Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın resimli kitabını okudum. Her canım istediğinde açıp okurum. Teyzemin çocuğuna da Harry Potter sevgisi aşıladım. Harry Potter koleksiyonu yapmaya başlamış. İnsanın elinin altında sevdiği birkaç kitap olması güzel bir şey. O yüzden seviyorsan tavsiye ederim ama hepsini almak zorunda değilsin. Benim okumayı en sevdiğim kitap Ölüm Yadigârları. En çok onu okudum, okuyorum. Sen de sevdiğin kitabı alabilirsin sadece. Sonra istersen zaten diğerlerini de alırsın. Ben şu an gidip de set almam çünkü koyacak yer yok. İndirimi kaçırmayayım diyorsan al ama yeni kapak tasarımlarını ben beğenmedim.
0
dissendium
(11.01.22)
Valla ilk kitaplar pek sarmayabilir belki anca sonradan oldukça sarar bence. İlk kitaplarda falan cidden atmosfer daha çok sanki masalsı ve çocuksu gibi. Sonraki kitaplarda kademe kademe atmosfer değişip daha bir rayına oturuyor ve o çocuksuluk gidiyor.

Başka seri için de herkese şiddetle tavsiye ettiğim fırtınaışığı arşivi serisine bak derim. Her kitap tuğla gibi olmasına rağmen herif resmen roman yazma makinesi gibi pat pat çıkarıyor kitapları.
0
j r r tolkien hayrani
(11.01.22)
Nerede indirimde ya, yeni kutulu sette benim de gözüm var, link atsana. :)

37 yaşındayım, bir buçuk yıldır sesli kitaplarını dinliyorum çünkü resmen özledim kitapları. Al tabii, çok keyifli seri.
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
@kobuzchu, kitapyurdu'nda indirimde görünüyor, eğer gerçek fiyatına bindirip geri indirdiyseler onu bilmiyorum tabii: www.kitapyurdu.com&filter_name=harry+potter
0
🌸der meister
(11.01.22)
Sarmama ihtimali var. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. 3'te biraz olay ciddileşse de 4'ten öncesi zor. Ben (33) resmen Harry Potter ile büyümüş oldum. O yüzden şimdi gidip aynı hevesle ilk filmi de izleyebiliyorum ilk kitabı da okuyabiliyorum ama ilk kitabı okurken yorumum hala çocuk kitabı olduğu yönünde.

ASOIAF için %100 haklısın. 124214 yıldır ortada kaldık bekliyoruz ve bu can sıkıcı. Dune, Zaman Çarkı, Unutulmuş Diyarlar, Ejderha Mızrağı ve bunlara bağlı başka seriler var. Yüzüklerin Efendisi'ni okuyabilirsin bütün diğer kitapları ile.
0
nawar
(11.01.22)
Meh, Kitapyurdu'nu boykot ediyorum ben fakat YKY'nin kendi sitesinde de 236 lira, haberin olsun :)

(Mobilden edit yapamadım.)

Azmettim edit yapmaya. Eganba'da daha ucuz. www.eganba.com
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
Degmez. Bence alisveris yapasin gelmis. Bana da oluyor arada. Ortaokul/lisede okunacak kitaplar, yetiskin olarak para vermeye degmez. Bende kitaplarin bazilari var (4/5/6 sanirim), 30 sene bos kalsam tekrar acip okumam.
0
hot potato
(11.01.22)
Gecen sene sesli kitap ile ilk 3 kitabi tekrar bitirdim
Potter ile buyumedim 26 27 yaslarimda okumistum ilk, cokta keyif almistim.
0
eja
(11.01.22)
Abi filmleri izle gec vaktine yazik
0
floydian
(11.01.22)
Harry Potter o yaşta gayet de sarar eğer genel olarak ilgiliyseniz o türe. Filmleri de güzeldir ama kitapların yerini tutmaz.
0
salihdt
(12.01.22)
Ilk 25 yas civari okumustum ben de, gayet de sardi ama ilk iki uc kitap ve filmin cocuksu olduguna katiliyorum ben de. Onlari asarsaniz arkasi gelir yani.

Zaman Carki'ni deneyebilirsiniz, dizisi de var artik.

Edit: burada falan bir sorsaniz belki elden cikarmak isteyen veya odunc verebilecek kisiler vardir seriyi ya da bazi kitaplari.
0
sopiro
(12.01.22)
Ben de yeni okudum sayılır ve okuduğumda yaşım 39'du. Tüm kitapları çok kısa bir süre içinde yutar gibi okumuştum. Kitaplar da, Harry Potter büyüdükçe onunla birlikte büyüyor ve dili, anlatımı olgunlaşıyor.

Bazı kitaplar bazı mevsimlerle çok iyi eşleşiyor. Bence içinde bulunduğumuz aylar Harry Potter okumak için mükemmel seçim olurdu.
0
thracia
(12.01.22)
30 yaşındayım ve bu sene tüm serisini aldım ve okuyorum. gayet de sarıyor.
0
drako
(12.01.22)
Harry Potter her yaşta okunur. Her zaman sarar. Bence hiç geç değil. İlk 3 kitabın çocuksu olmasının sebebi bence Harry'den kaynaklı. O büyüdükçe kitaplar karanlık bir hal alıyor. Dili de sürükleyici. Güzel..
Yüzüklerin Efendisi olabilir başka. Dili Harry Potter kadar sürükleyici değil ama.
0
matilda
(12.01.22)
(4)

Dostum dediğiniz insan ile fikir ayrılıkları yaşadığınızda ne yaşıyorsunuz

crepuscular ray
Kendimi bildim bileli tanıdığım kardeşim dediğim insanlarla neredeyse her allahın günü yaşadığım durum. Sürekli fikir ayrılıklarına düşüyoruz ok bu bence çok normal, sonrasındaysa uzun uzadıya taniri caizse hayvan gibi konu üzerine tartışmalar yaşıyoruz. En sonunda nefeslerimiz tükeniyor ve bir sonu
Kendimi bildim bileli tanıdığım kardeşim dediğim insanlarla neredeyse her allahın günü yaşadığım durum. Sürekli fikir ayrılıklarına düşüyoruz ok bu bence çok normal, sonrasındaysa uzun uzadıya taniri caizse hayvan gibi konu üzerine tartışmalar yaşıyoruz. En sonunda nefeslerimiz tükeniyor ve bir sonuca bağlanamadan susuyoruz. Yakın zamanda bu şekilde birbirine çok yakın 2 arkadaşa bu soruyu ilettim ve asla fikir ayrılığına düşmediklerini ve asla tartışmadıklarını söylediler. Ne kadar bunun imkansız olduğunu düşünsem de sizlere de bu soruyu iletmek istedim? Şimdiden herkese teşekkürlers
0
crepuscular ray
(09.01.22)
(bkz: agree to disagree) denen bi durum var. sonsuza dek tartışmak çok anlamsız zaten. herkes masaya argümanını koyar ikna olan olur, ötesi gereksiz enerji sarfiyatına girer.
0
roket adam
(09.01.22)
Valla arkadaslarin bence salliyorlar. Bir kisiyle asla fikir ayriligina dusmemek imkansiz bence de. Yeri geliyor kendi icinde bile fikir ayriligina dusuyorsun, hal boyleyken baskasiyla her konuda ayni dusunmek pek gercekci gelmiyor. Haa anca taraflardan biri kendi fikrini hic dillendirmiyorsa ve karsiyi surekli onayliyorsa mumkun gibi gozukur bence.

Senin durumda da anlasmazliga dusmeniz oldukca normal ancak her konu uzerinde uzun uzun tartismaya girmek de sikinti. Bende ise durum su sekilde, ben cogu konuda cikintilik yapmayi sevdigim icin benimle fikir ayriligina dusmek zaten engellenemez bir durum. Bazen konularin uzerine gidip tartisiyoruz, bazen o konuyu sallamayip devam ediyoruz. Konu hakkinda tartismaya devam etsek bile konunun bir yere baglanmayacagini farkettigimiz anda @himmet gibi 'neyse bu boyle gitmez burada birakalim' deyip birakabiliyoruz.
0
j r r tolkien hayrani
(09.01.22)
ne konuda olduğu önemli.
bazen tartışmak münazara gibi keyifli de olabiliyor.
bazı konularda, "doğru söylüyorsun aslında" diyorsun, konuya farklı yaklaşabiliyorsun.
onun dışında zaten sürekli aynı fikirde olmak imkânsız.

bence bazı konularda fikir ayrılığına düşmek kabul edilebilir ama hayata bakış, ortak payda, temel şeyler gibi noktalarda hemfikir olmak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
hem de ne.

bir dönem can dostum dediğim insan. her türlü dini denedi. musevi oldum dedi, kipa taktı, hristiyan oldu, incil'i hatım etti, en son şeriatçı bir müslüman oldu, yanacaksınız hehe diye sırıttı biz bira içerken. ama dostluğumuz hiç etkilenmedi. o konuları anlatırken dinledim, ben öyle düşünmüyorum dedim ama hiç üstelemedim. peki dedim, konuyu değiştirdim, hiç savunmaya geçmedim çünkü gerçek anlamda dostum dediğin insanın her zaman yanında olursun, nokta.

bunun gibi başka konularda da ayrılık yaşadık ve eğer ikimiz de geri adım atacak konumda değilsek, konuyu değiştirdik.
0
gabe h coud
(09.01.22)
(34)

Boyuna yemek yapıyoruz

kanepeee
Biraz dertleşmek için yazıyorum. Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik. Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan
Biraz dertleşmek için yazıyorum.

Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik.

Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan musakka), salata/cacık yapıyor. Ana yemek bazen birkaç aşamadan oluşuyor, önce etleri haşlamak, sonra bir yerde beşamel sos hazırlamak, sonra bunları beraberce fırına vermek gibi. Yemekten sonra bir portakal, kuruyemiş falan da koyuyor. Çok yemiyor, azar azar hepsinden. Yemekleri de az yapıyor zaten. Maksimum iki günlük.

Geçen eve kuşbaşılı pide siparişi verdik, kağıdında yemek istemedi, tabağa koyduk. Turşu çıkarmamı ve çatal bıçak getirmemi de rica etti.

Yemek işlerinde benden yardım istiyor. Yüzde 25 ben yardım ediyorum, şu gibi konularda:
- Ekmekleri tost makinesinde ısıtmak
- Çorbayı karıştırmak
- Patlıcan soymak
- Salata malzemeleri doğramak
- Limon sıkmak
- Ceviz kırmak
- Elma + portakal soyup doğramak
- Tezgahı silip bulaşıkları makineye dizmek

Gördüğünüz gibi pek bir şey de yapmıyorum. Ama bunların bazılarını da gereksiz görüyorum.

Ben tek başıma kahvaltı ederken hiç tabak çıkarmadan zeytin peynir tabağından 3 zeytin bir dilim peynir yiyorum, iki dilim de ekmek. Zeytin çekirdeğini direkt çöpe atıyorum. Daha da acıkırsam corn-flakes falan yerim. Kuruyemiş istediğimde kuruyemiş kavanozuna elimi daldırıp bir avuç alıyorum. Öğrenciyken nohut yemeği + pilav yapıp 4 gün yerdim. Elmayı da ısırarak yerdim.

Yine bir akşam yemeği sonrasında yoruldum da size yazayım dedim.

Sizde durumlar nasıl? Bizimkinde bir anormallik var mı?
0
kanepeee
(09.01.22)
Kadıncağız eve medeniyet getirmiş. Sabah öğle akşam birbirinden güzel yemekler yapıyor ama yaranamıyor erkeğine.

Bunları yapmasa ne diyecektiniz? Kadın size bir şey yaptırmıyormuş bile doğru dürüst. Bu bazı erkekleri anlamak mümkün değil. Eşinize, o siz mutlu olun evde sıcak yemek pişsin diye uğraştığı emeğe, arifliğine acıdım. Allah onun yardımcısı olsun.
0
Hallegadola
(09.01.22)
+1 halle
Bazen uzuluyorum sirf evlenmek insan bunu kendine yapar mi.
Nutellayida catak bicak kirletmemek icin parmaklayin bence.
0
eja
(09.01.22)
Haneke nin 7. kıta filmini anımsattı. Evlilik böyle bir şey değil mi zaten.
0
olaylar olaylar
(09.01.22)
tek başına olunca ben de minimum eforla kahvaltı yaparım. bulaşık çıkarmam. runner kullanmam. hafta sonu sevgiliyle kahvaltı yapacağımızda özeniyoruz ve çok zevkli buluyorum. şık bir masa kurmak, birbirini tamamlamak, güzel bir his. ben kenarda durmam, hatta çoğu mutfak işini ben daha iyi yaparım. bu iş sürekli olsaydı, iş günü mesela, benim de bir yerde canımı sıkardı. o yüzden, hak veriyorum.
0
gabe h coud
(09.01.22)
@hallegadola +1

Bazı kadınlar dünyaya çile çekmeye geliyor galiba.
İkiniz de çalışıyormuşsunuz, bence iş paylaşımınız adil değil. Daha çok iş yapmaya çalışın.
0
kaptan maydanoz
(09.01.22)
Senin kafanı anlıyorum ama Halle+1
Zor olsa da bırak yorul fazladan.
0
kisa
(09.01.22)
@hallegadola +1

Tek yaşıyorum ve kendime olan saygımdan insan içinde nasıl yiyorsam öyle yiyorum. Bir de ortadan alıp yemek, çekirdeği direkt çöpe doğru fırlatmak/atmak çok iştah kaçırıcı şeyler.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.22)
yüzde 25 yardım ediyorum dediğin de yüzde 5 bile değil fakat senin alışkanlıkların olmaması sebebiyle sana iş gibi geliyor, halbuki saydıkların ne ki, hiçbiri de yorucu değil, seninki alışkanlıktan gelen genişlik ehli keyiflik :)
0
freebird5406_2
(09.01.22)
hallegadola +1

ama diğer yandan, siz de bu işe bir şekilde iştirak ettiğiniz için yorulmakta haklısınız.
yaptığınız iş az ama mutfağa girilince iş yapmasanız da işin tamamı bitmeden mutfaktan çıkamıyorsunuz.

bence burada yapılması gereken şey, hafta sonundan ya da vakit bulunan bir akşam fazladan 1-2 saat ayırıp iki günlük değil de, 3-4 günlük yemek yapmak.

artık tupperware ya da kilitli kaplar sayesinde yemekler uzun süre dayanıyor.
yani fazladan 3-4 çeşit daha yapılır, dolapta durur, yeneceği zaman ısıtma faslı olur sadece.
cacığı ve çorbayı bile tupperware'in sıvı yiyecek saklama kaplarına koyuyorum.
böylece 3-4 gün, hatta bazen daha bile uzun (buzdolabınız iyiyse) hazırlamama gerek olmuyor.
refika'nın çalışanlar için kavanozda pratik yemek hazırlama videoları var mesela, onlara bakın.

günü gününe yemek yapmak yorucu, daha pratik olmak lazım.
o zaman siz de daha az yorulursunuz, o da daha az yorulur, orta yolda buluşmuş olursunuz.

bu arada bulaşığı makineye dizmek ortalama 5 dakikalık falan bir iş, yani artık kadının pideyi tabakta yemesine de laf etmeyin.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Diğer yazarlara kısmen katılmıyorum, geçmişte herkesle yaşadığım genelde yabancı dizilerdeki gibi tv karşısında yedik; ya da yemek yapsak bile tv karşısında kucakta değil sehpa üzerinde yedik vs. vs.

Tabii ara sıra ekstra bir yemek yapıldığında masada yemenin tüm kurallarına uyarak çok çatallı çok bıçaklı yemek yediğimiz de oldu ama nadir dediğim gibi. Daha pragmatik bakıyorum ben, zaten zamanımız limitli bir de aslında yapmamız çok gerekmeyen şeylere bu kadar zaman harcamalı mıyız?



Yine de eşiniz hep böyleymiş kişisel tercihine ben saygı duyuyorum. Sizin de kendisiyle konuşup ya kabullenmeniz ya orta noktada buluşmanız gerekiyor.


edit: hiç evlenmedim, şu an hatta single'ım ama bence dinamiklerin değişmemesi gerekiyor.
0
aguen
(09.01.22)
Bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum, ben bunların hiçbirini beklemiyorum ve istemiyorum. Bana biraz işgüzarlık gibi geliyor onca tabak kirletmek (özellikle pide mevzusunda). Zaten eşim tamamen kendi isteğiyle yapıyor, ben evde yokken de en güzel sofrayı kendisine kuruyor.

Bu arada bulaşıkları makineye dizmeden önce lavaboda hepsini sudan geçiriyoruz, üzerine cif sıkıyoruz. Öyle olmazsa olmuyormuş.

Ayrıca elmayı ısırarak yiyince daha lezzetli oluyor bence.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
@hallegadola +1

3-4 yıldır yalnız yaşıyorum. Eşinizin kıymetini bilin derim. Ne güzel uğraşıyormuş. Siz de az ucundan tutuverin.
0
reactionic
(09.01.22)
yani ben de karsi tarafa bi uzuldum ne olursa olsun emegi gormezden gelen bi haliniz var AMA; gercekten yemege bu jadar duskun olmamak guzel olur muydu? evet. ben cok duskun biriyim, sofraciyim. her gun baska tabak seciyorum siparis de gelse ayrica tabakliyorum vs. eski erkek arkadasim yemek yemese de yasayan biriydi. asla damak tadi da yoktu aksam yemeginde bira icer doyardi. bu muthis kolaylikti benim icin. ben istiyorsam evet ondan daha fazla emek harcardim ama onun yemegi onemsememe huyu bana da gecmisti. bence bazen yememeyi siz deneyebilirsiniz yani sofra kurmayalim de ilgisizligini belirt. o kadar da acikamazsin ya bazen yogunluktan ogun atlanabilir. kahvaltida cay peynir zeytin yerine bi tatli tikistirir kahveyle de idare edebilir insan. gabe 'in dedigi gibi bi haftasonu olur kahvalti hazirlanir ama her gun her gun yapilmasi... ben arkadaslarimin evinde goruyodum aksam yemekleri tatlilar hamur isleri vs sabahtan aksama kadar mutfakta oturulur. bizde de oyle seyler yok muthis enerji ve zaman kaybi. diyet miyet de ne bileyim sandvic hazirlayin burda is size duser bence. asilayabilirsiniz her gun yapmak zorunda olmadiginizi
0
ala09
(09.01.22)
birader sen kaşınıyorsun :)

yenge daha napsın sana. sen mağara adamı gibi yaşamaya devam etmek istiyorsun demek ki
0
dafuq
(09.01.22)
Dünyanın en güzel derdi bu olabilir. Çok ciddiyim.
0
mezarkabul
(09.01.22)
Eşiniz de çalışıyorsa neden yükün %75’ini ona yüklediğinizi anlayamadım. Asıl sorulması gereken soru bu. Anlattıkların arasında gereksiz gelen tek şey bulaşık makinasına koymadan önce ciflemek, bu biraz abartı. Ama dışarıdan gelen yemeğe bile özeniyor eşiniz insan gibi tabakla yiyin istemiş, ne mutlu size yani. bence mutlu olmanız lazım. özene özene yaşayan bir insanla berabersiniz yani, yoksa size 5 gün nohut pilav dayasa belli ki şikayet edecek bir yapınız yok, ona rağmen uğraşıp emek veriyor yani.
0
roket adam
(09.01.22)
Ben eşimin emeklerine kesinlikle saygı gösteriyorum ve yemeklere çok yardım ediyorum. Ama benim için bir noktadan sonra yemekle bunca uğraşmak çok farketmiyor.

Ben kasaptan köfte alalım diyorum, o kıyma alalım evde yapayım diyor. Kasabın köftesinin oranları güzel değilmiş, maydanozu soğanı ekmeği o daha iyi ayarlıyormuş. Bence ikisinin tadı aynı bu arada. E ama köftenin soğanını ben doğruyorum.

Terbiyeli çorba ile terbiyesizini ayırt edemiyorum ama ona da ayrı bir tava kirleniyor. "bunu direkt tencereye döksek" diyorum, "asla olmaz tadı çok kötü olur" diyor.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
eşinize günlük olarak “ellerine sağlık, ellerin dert görmesin, yprulmuşsundur az sırtını ovaliyim mi?” gibi şeyler deyin. bu arada derdiniz şu: o bu kadar özenli davranırken siz kendinizi sorumlu ve yetersiz hissediyorsunuz. bunu eşinizle konuşun. yemek konusunda olmasa da siz de farklı konularda onun işime yarıyorsunuzdur. yaramanızı isteyip de siz üşengeçlik ettiğinizde de kavga ediyorsunuzdur zaten.
ha kendisine şunu da sorun: Bu kadar uğraşmaktan kendisi memnun mu? Memnunsa sorun yok ama sorf size yaranmak için ya da aileden böyle gçrüp böyle devam ettirmezse yetersiz bi eş olacağını düşündüğü için yapıyorsa “boş ver bebeğim yapmaman sorun değil, ben seni yemek yapıyosun diye sevmiyorum sen her halinle yeterlisin” deyin. o da rahat eder siz de edersiniz.
0
inanna
(09.01.22)
hocam kadın yemek konusunda zevk ve damak tadı sahibi sende bunlar yok hepsi aynı ve gereksiz geliyor, herkes anlayacak damak tadı olacak diye bir şey yok ama anlamadığın noktalar var işte :D
0
freebird5406_2
(09.01.22)
@hallegadola +1

Eşinize üzüldüm gerçekten. Ne hayatlar var...
0
himmet dayi
(09.01.22)
elmayı siz ısırarak yemeyi seviyorsanız siz ısırarak yiyin, kendisi keserek yesin.

eğer buna müdahale ediyorsa o zaman sorun büyük ve başka demektir.


edit:
bu arada bulaşık makinesine koyulan bulaşığı sudan geçirmek bile su israfı.
kaliteli deterjan kullanırsanız zaten buna gerek yok.
hadi bazen gerekli diyelim ama cif sıkmak falan çok lüzumsuz.
böyle bir şey yaptırıyorsa tabak saymakta haklısınız.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Benim bir sandviç yaparken bile aynı bıçağı hem peynire hem tereyağına vs sokmadığımı ve en az 3-4 bıçak kirlettiğimi görseniz "manyak galiba" diye uzaklaşırsınız kesin.

Bulaşıkları su ve cifle temizlemek dışında (gereksiz su israfı) eşinize -ve @hallegadola'ya- katılıyorum ben de.
0
kobuzchu kiz
(09.01.22)
Ben de eşiniz gibiydim. Sonra baktım karşı taraf sürekli yapmasan da olur, dışarıdan yiyelim, bulaşık çıkıyor, vb. modunda. Zamanla benim de düzgün yemek yapma hevesim kırıldı. Zaten işten koştur koştur eşimden önce gelmeye çalışıp yemek yapıyordum. Şu anda bıraktım. Kendisi 1 senede 1 beden kilo aldı, artık göbeği var. Evde yemek pişmiyor. Ben akşam yemeği yemiyorum, kendisi pide/dürüm türevleri tüketiyor.
0
marla is in my head
(09.01.22)
Valla usengecin halinden sanirim usengec biri anlar. O yuzden senin durumunu tamamiyla anliyorum. Esinin yaptigi teoride guzel bisey gibi gozukebilir ancak direkt olarak olayi domine edip senin isteklerini gormezden geliyor. Bu haliyle bence de sikinti var.

Kendi istiyor diye surekli olarak seni de kendi istedigine zorlamasi guzel bisey degil. Sen nasil ki onun isteklerine gore hareket edip yardimci oluyorsan arada o da senin isteklerini dikkate alip ona gore hareket edebilmeli. Diger durumda yapilan sey guzel gibi gozukse bile direkt olarak seni etkisiz eleman kildigi icin bu duruma bir tepki gosterebilirsin. Mesela disaridan pide siparis ettiyseniz ve o kagidinda yemek istemiyorsa kendi payini gidip tabaga koyabilirdi ancak tamamini tabaga koymayabilirdi.

Neyse, ikili iliski bazinda dusunursek evet bir sikinti var ortada. Senin isteklerin direkt gozardi edildigi icin huzursuz olman normal bence. Bunu esinle konusup cozmelisin.
0
j r r tolkien hayrani
(09.01.22)
Bence sorun var. Siz sonuçta bunları talep ediyor değilsiniz. O sebeple az bile yardım ediyorsun, her şeyi kadına yüklemişsin gibi eleştirilere hiç katılmadım. Kimse akşam işten gelip saatlerini mutfakta harcamak zorunda değil. Eşiniz de değil ama o öyle tercih ediyor demek ki. Herkes istediği tarzda Yesin demek de olmaz.

Şöyle olabilir, sağlıklı lezzetli ev yemekleri yemek güzel oluyor ama bunu her gün yapmak beni yoruyor, sen de yorulma belirli günlerde böyle yapalım, diğer günler daha pratik yollar bulalım diyebilirsiniz. Hayır böyle olacak diye diretirse de kendisi bilir. Biraz kendi tercihlerinizi de ortaya koyun. O tabakta değil bu tabakta yemek istiyorum, ekstra servise ihtiyacım yok sen kendine al istersen gibi. Sen böyle uğraştıkça ben kötü hissediyorum ama senin kadar uğraşmak zorunda da hissetmiyorum açıkçası diyebilirsiniz. O halinden mutluysa sorun yok.
0
aquarium
(09.01.22)
Usengecin halinden usengec anlar +1

Gotu basi 1 elma yiycez diye 4 tabak, 2 catal kirletip sonra iki saat bunlari yikamanin luzumu yok.

Ha hanim da bir salarsa pir salar ama soyliyim.

Bi ara temizlik konusunda boyle bi tartisma yasamistik. Evden 1 hafta elini etegini cekti, evi gormen lazim :)

Velhasili bazi seylerin degerini kaybedince anliyorsun. Orta yolu bulmak lazim.
0
brkylmz
(10.01.22)
Esiniz belli ki gorgulu bir kadin. Bu tur seyler aileden gelir, aileden ne gorursen sen de onu uygularsin.
0
oscar
(10.01.22)
Yazik kiza. Erkegin kalbine giden yol midesi, el oglu pilavina bakar vs geyikleriyle zehirlemisler kizi. Yorgun argin isten gelip her aksam yemekle ugrasilacak kadar uzun degil hayat. Rahat ol, kasma bu kadar de. Aksamlari hafif yemek lazim, kilo yapar falan diye gir hic olmadi.
0
speedy
(10.01.22)
Ortada bir sikinti yok bence. Gereksiz ariza cikarmayin. Millet nelerle ugrasiyor, "esim yemek yapiyor arada ben de yardim ediyorum" diye bir sorun olamaz.
0
hot potato
(10.01.22)
Yahu cehennem gibi hayat, gelen cevaplara bak :)

Ortada dayatilan bir hayat var, ama medeniyet gelmis, kadin ugrasmislar havada ucuyor. Kadin kendisi icin ugrassin adami bi salsin o zaman guzel kardesim. Birakin adam elmayi isirarak yesin medeniyetin bunla ne ilgisi var? Pideyi kutusunda yesin, bunun icin tabak catal bicak kirletmenin ozen gostermekle ne alakasi var? O kadar tantana arasinda iki gunde degil de, bazen 3 gunde yemek pissin. Bazi sabahlar aceleyle edilsin kahvalti ne var yani?

Hayat musterekse herkesin istedigi biraz olacak guzel kardesim, yok ne guzel hanimin var biz cok yalniziz, yemek yapanimiz yok falan bunlar gereksiz dert yanmalar. Acikca esiniz fazla takintili, ben de oyleyim yer yer ama bunu sevgilime esime dostuma dayatmam, dayatamam.

Bulasiklari akitmadan makinaya koymam, ama sabun surmedi diye kimseye de hayati zindan etmem. Asgari kosullarda uzlasilabilir.

Medeniyet asil asgari kosullarda uzlasabilmektir. Tabak catal kullanip her seye ozen gostermek degil.
0
bosver nicki
(10.01.22)
Yani eger evde yemek olmadiginda falan sikayet ediyor olsaydiniz veya kilo aliyorum muhakkak duzgun yemek yemeliyim o zaman bariz haksiz olurdunuz. Simdi az haksizsiniz bence. Esiniz bunlari dayatiyorsa, istedigi gibi yapmadiginizda surat asiyor, hatir gonul koyuyorsa o da haksiz.

Kuruyemis kavanozuna elinizi daldirmak falan biraz gorgusuz seyler sanki gerci. Ayrica limon sikmayi bir is olarak saymaniz da yetiskin bir insan icin cok cok komik, tam memnun etmenin mumkun olmadigi erkekler gibi konusmussunuz.

Insanlar bazen bir iyilik dayattiklarinda sirf iyi bir sey oldugu icin bunun kabul edilmesi gerektigini dusunuyorlar. Bazi kisiler icin bu 'yardimci olan, detay dusunen kisi olmak' cok onemli, karakterleri oyle sekillenmis. Misal, yakin zamanda kardesim cocugunun dogumgununu annemin evinde yapacakti. Ozellikle dekorasyona ve yemeklere karismamasini, kendisinin aklinda bir plan oldugunu soyledi. Annem yine de gitti susleri asti, yemekleri yapti vs. Sorsaniz iyilik, onlara kolaylik olsun diye yapilmis bir sey. Ama aslinda gereksiz bir dayatma ve karsinizdaki kisinin tecrubesini etkileyen bir karar.

Sizin probleminiz de konusarak rahatlikla cozulebilecek bir sey bence ama aklinizda olsun, bu konuda bir degisiklik etmek istemek bir daha sonsuza dek yemek, saglikli beslenme, kilo verme vs gibi seylerden sikayet etme hakkinizdan feragat etmek demek. Hem o hem o olmaz zira.

Aklima gelen cozumler:
- Meal prep denen hadise: sebze dograyacaksaniz, limon sikacaksaniz, salata yapacaksaniz falan bunlari bir pazar gunu iki saatte yapip hafta boyunca rahat edebilirsiniz. Ben de salatayi mesela cok fazla yapip hava almayan kavanoz veya buzdolabi posetinde sakliyorum dolapta. Sosunu vs sonradan koyuyorum yiyecegim zaman.

- Haftanin gunlerine yemek atamak: Misal pazartesileri makarna gunudur, sali carsamba saglikli ev yemegi gunudur, persembe kahvalti gunudur, cuma disaridan soylenir gibi seyler. Boylece bir kismini onceden hazirlayip bir kismini o an yapip is yukunuzu duzenleyebilirsiniz.

- Slow cooker edinebilirsiniz: turkcede buna ne deniyor bilmiyorum. Bende bu arkadaslardan var, sabah evden cikarken et sebze vs icine atiyorum, yaklasik 7-8 saatte kendi kendine pisiriyor ben isteyken. Boylece et haslamak, et suyu yapmak, sebze yemekleri veya corbalar gibi seyler isten sonraki kisa ve yorgun zamanlarda hizla yapilmasi gereken seyler olmaktan cikar, eve geldiginizde yemeklerinizin buyuk kismi hazir olur.

- "Ben bunu boyle yemek istemiyorum canim, sagol, yorulma bosuna. Isirarak yiycem elmayi. Optum.' deyin yani. Buna da bozuluyorsa problem.
0
sopiro
(10.01.22)
Yemeklerin uzun sürede olması sizin çok acıkmanıza sebep olduğu için fazlaca acikip canınız sıkılıyor olabilir mi?

Bir de eşiniz öğretmen mi?

Eşinize birkaç hobi bulursanız bu günlerinizi özleyebilirsiniz bile.
0
buffy de vampir sayılır
(10.01.22)
Sevgilim de sizin eşiniz gibi çok düzenlidir bu konularda. Aynı sizin gibi düşünüyorum. Fakat tek farkla bunları şikayet etmeyerek severek yapıyorum. Hatta çoğu zaman öğle yemeğini kendim hazırlayıp iş yerine bıraktığım oluyor öğlen birlikte yiyoruz vs. Bulaşık konusunda sonuna kadar haklısın. Ayrıca ev işlerinde yemekten sonra vs 1-2 güzel söz söyleyip gönlünü alabilirsin. Belli ki bu konuda yavaş yavaş eşinize söyleneceksiniz hiç söylenmeyin.

Bazen iş yapmaktan kaçmak istediğim zaman markete diye kaçıyorum ya da tuvalete diye koşup oyalanıyorum:))
0
Boris
(10.01.22)
mutfakta zaman geçirmeyi sevmiyorsun sanırım ama ortak zevkler önemli tabi zorla da olmaz
zaten sıkılırsın

o mutfakla ilgilenirken sen temizlik çamaşır vs. uğraşabilirsin daha çok hoşuna gidiyorsa
zaman daha verimli kullanılmış olur

ikiniz de çalıştığınız için
anormallik* sende, eşin beraber vakit geçirmek istiyor hoşuna giden bir iş yaparken

edit*: tarafsız yazamadım çünkü yemek benim de kırmızı çizgim

bulaşıkları ciflemek filan bilimsel değil, her açıdan zararlı
cif değildir ya onla lavabo, wc filan ovuluyor
0
bir soru sorcam
(10.01.22)
(11)

Hangi üniversitede çalışmak isterdiniz?

mezarkabul
Cumhuriyet üniversitesi, Süleyman Demirel üniversitesi ve bartın üniversitesi arasında hangisini seçersiniz? Akademik personel olarak. Şu an iki üniversiteden beni çağırıyorlar, diğeri de çağırabilir. Fazla ihtiyaç duyulan bir bölümdeyim. Biraz daha beklersem daha fazla seçeneğim olabilir
Cumhuriyet üniversitesi, Süleyman Demirel üniversitesi ve bartın üniversitesi arasında hangisini seçersiniz? Akademik personel olarak.

Şu an iki üniversiteden beni çağırıyorlar, diğeri de çağırabilir. Fazla ihtiyaç duyulan bir bölümdeyim. Biraz daha beklersem daha fazla seçeneğim olabilir
0
mezarkabul
(08.01.22)
Şehir olarak değerlendirirsek Sivas diğerlerinden daha gelişmiş. Aynı zamanda üniversite daha eski. O daha mantıklı olabilir.
0
dissendium
(08.01.22)
Yetersiz bilgi ile karşılaştırma yapamayız ki.
Hangi unvan ile gideceksiniz?
Memleketiniz neresi?
Laboratuvar ihtiyacı olan bir bölümde misiniz?
Yaşadığınız şehirde deniz olup olmaması sizin için önemli mi?
Gibi gibi..
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(08.01.22)
Anonimlik daha önemli olduğu için ayrıntı vermek istemedim.
0
🌸mezarkabul
(08.01.22)
ısparta kesinlikle
0
ismailond
(08.01.22)
bölüme bağlı, ısparta ile sivas arasında kalırdım ben.
0
rose parks
(08.01.22)
Isparta net.
0
tss
(08.01.22)
Valla şehire göre Bartın, üniversiteye göre Cumhuriyet derdim.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
Bartın tabi ki.
0
Hallegadola
(08.01.22)
Sivas'ta ve Isparta'da yaşadım. Okulun detayını bölümü vs bilmeden bilmek zor ama Isparta yaşamak için tercih edilebilecek bir şehirdir. Cemaat vs durumları çoktur. Meslek hayatınızı etkiler mi onu da düşünmek lazım.
0
tum haklari saklidir
(08.01.22)
Bu üniversitelerin hepsi eğitim ve araştırma imkanları açısından birbirine benzer. Şehir olarak da Bartın güzel bence.
0
OrangeYellow
(08.01.22)
üniversiteleri bilmem ama ısparta yaşam için ideal.
0
alicandan
(09.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(5)

Günlük vitamin takviyesi kullanıyor musunuz?

kablelvuku
Sağlık problemi hariç kullandığınız takviyeler var mı? Evetse bunlar nelerdir?
Sağlık problemi hariç kullandığınız takviyeler var mı? Evetse bunlar nelerdir?
0
kablelvuku
(08.01.22)
Valla kullaniyorum ancak duzenli degil. Ne zaman aklima gelirse o zaman aliyorum. A-E vitaminleri.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
D vitamini ve bazen magnezyum kullanıyorum.

Supradyn vs gibi multivitaminlerin pek yararlı olmadığını okumuştum.
0
aslil
(08.01.22)
d+c+magnezyum+kalsiyum+multi
0
ismailond
(08.01.22)
A vitamini gibi bazı vitaminler uzun süreli kullanıma uygun değil karaciğerde birikiyor. B vitamininin de fazlası idrarla atılıyor faydası olmuyor boşuna para veriyorsunuz. O bakımdan bence en güzeli 2-3 ayda bir sağlık ocağına tahlil verip doktor önerisiyle takviye kulanmak.
Ben sadece b12 iğnesi oluyorum emilim sorunum yüzünden. Dediğim gibi tahlilde düşük çıktığı zamanlar alıyorum.
0
eatpraylaw
(08.01.22)
Senelik yayıyorum, kışa girerken bir kutu multivitamin kullanıyorum (solgar vm2000) kışın kullanmıyorum mandalina ve portakal yiyorum hergün c vitamini için, beta karoten için kabak tüketiyorum sık sık.

Yazın demir kullanıyorum (solgar gentle iron 17mg)

Kendimi halsiz hissettiğim dönemlerde de herhangi bir c vitamini efervesan tableti alıyorum.
0
akhenaten
(08.01.22)
(8)

Kredi çekerek ev almak

adse
Selam arkadaşlar.Kredi çekip "kira öder gibi" ev satın almakla ilgili ne düşünüyorsunuz? Şu zamanda girişilecek iş mi? Doğrusu daha önce hiç borca girmedim. Bunun için önerileriniz varsa talibim. Başka bir evden kira gelirim var. O kirayla borcu ödeyeceğim eğer olursa. (Kiracının çıkma durumunda, bi
Selam arkadaşlar.
Kredi çekip "kira öder gibi" ev satın almakla ilgili ne düşünüyorsunuz? Şu zamanda girişilecek iş mi? Doğrusu daha önce hiç borca girmedim. Bunun için önerileriniz varsa talibim.

Başka bir evden kira gelirim var. O kirayla borcu ödeyeceğim eğer olursa. (Kiracının çıkma durumunda, bir müddet zora düşmem, yeni kiracı bulana kadar borcu karşılayabilirim) Bugün emlak danışmanıyla konuştuğumda laf arasında bunu da sordum, tavsiye etmediğini söyledi. Sorma fırsatım da olmadı. Nedendir?
0
adse
(07.01.22)
Başka kira geliri ile ödeyeceksen kesinlikle al
0
photo85
(07.01.22)
iş garantim var ise, kazandığım paranın makul bir miktarı ile kredi taksitini ödeyebiliyorsam uzun vadeli tl borcu şu anda türkiye'de yapılabilecek en iyi yatırım. sadece ev için değil, herhangi bir mal için de bu geçerli. evin ekstra özelliği ne? kredi faiz oranları diğer kredilere göre daha ucuz.

o nedenle 10 yıllık kredi çekeceğim atıyorum. bunun ilk 5 yılında iş garantim var ve özellikle ilk 1-2 yıl taksitleri ödeyebileceğimi ön görüyorum diyorsanız bence çok çok iyi bir yatırım.
0
syozkn
(07.01.22)
Büyükşehirlerde adamakıllı evlerin 1 milyon hatta 1.5 milyondan aşağı olmadığını ve 500 bin peşinatınız olduğunu düşünüp 500 de kredi çektiğinizi varsayarsak 10 yıl boyunca ayda neredeyse 8 binlik taksitlerle toplamda 950 bin liralık geri ödeme yapacağınız bir kredi çekmek bana hiç mantıklı ve/veya altından kalkılabilir gelmiyor.

Ama hazır kira geliriniz varmış, o zaman bence de düşünülebilir. Tabii, peşinatın miktarına göre.
0
henchman
(07.01.22)
Kaçtı o tren 0,64 ve 0,79 faizli vurgunu ile. Yakın vadede düşecek gibi değil. Sağlam peşinatınız varsa denenebilir.
0
istanbul gecesi
(07.01.22)
küçük şehirden peşin para alınıp değerlenmesini beklenebilir kira da alınır

zor ama dürüst ve işten anlayan birisi cb olursa ülkenin durumu iyiye gidecek diye umuyorum
bu durumda bugün çekilen krediler ileride yeniden yapılandırılsa bile TL değeri artacağı için baya yük olur 10 sene içinde

şu an oturduğunuz evden memnun değilseniz, yatırım değeri olan bir ev düşünebilinir
0
bir soru sorcam
(07.01.22)
oturacağın bir ev olacaksa ve büyük kısmını krediyle ödeyebileceksen bence mantıklı. şöyle hesaplaman lazım: 500 peşinat, 500 kredi çek 1 milyon olsun ev. geri ödemesi ile birlikte 1.5 milyon liraya mal olacak.

10 yılda bu evin değeri 1.5 milyonu kat be kat aşar diye düşünüyorum. dolayısıyla krediyi ödeyecek gücün varsa ve evde de oturacaksan, düzgün bi evse çok mantıklı bir yatırım yapmış olursun.
0
roket adam
(07.01.22)
Valla çok uzun dönemli borç altına girmek benlik bişey değil. 10 yıl-20 yıl kredi vadelerini duyunca bile içim sıkılıyor. Dolayısıyla ben o şekil bişeyi hayatta yapmazdım.
0
j r r tolkien hayrani
(07.01.22)
Ev almak neredeyse her zaman mantıklı.
Önemli olan doğru fiyattan almanız.
Peşinatınız varsa başka bir evden kira geliriniz de varmış zaten bir cesaretle bu işe girin derim.
En kötü senaryoda baktınız ki ödeyemiyorsunuz, evi satıp borcu kapatıp ya zararsız, ya ufak zararla ya da ufak bir kazançla kapatırsınız bu girişimi.

Büyük ihtimalle alacağınız evin kira getirisi 3-4 yıl sonra kredi taksidiyle eşitlenecek, ondan sonra geriye kalan sadece 10 yılın bitmesini beklemek.
Hayırlısı
(Emlakçıya sorduğunuz soruyu tam anlayamadım, başka evin kira geliriyle bu evin borcunu ödemenizi neden tavsiye etmemiş olsun ki. Peşinatınız yoksa bu işe girmeyin demek mi istedi acaba)
0
michael_knight
(08.01.22)
(3)

Bir akademisyenin kaç yayını olduğunu nasıl öğrenebiliriz?

asaf
Sadece kendisine ait olan çalışma sayısını özellikle. Google Scholar dışında bir kaynak var mı?
Sadece kendisine ait olan çalışma sayısını özellikle. Google Scholar dışında bir kaynak var mı?
0
asaf
(05.01.22)
yök'ün akademisyen veritabanı falan var. scholar da hepsini yakalayamıyor sıkça.
0
passion rules the game
(05.01.22)
Bazı üniversitelerin akademik kadrolarındaki kişiler ile ilgili sayfaları oluyor onlara bakabilirsin. Ya da varsa kendi websitesi falan oraya koyabilir.

Haa bir de researchgate de bir göz atabilirsin. Oraya da koyuyorlar bazen.
0
j r r tolkien hayrani
(05.01.22)
Üniversitenin Avesis ya da aves diye sistemi varsa orayı bulun.
0
renegade
(05.01.22)
(5)

İlgili olduğunuz konular- olaylar

gunbatimi
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı. Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı.

Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği olan var mı.
0
gunbatimi
(04.01.22)
Çok var. Zamanla değişiyor. En son yıldızlara takmıştım. Kara delikleri de araştırdığım oluyor zaman zaman. Canlılığın ortaya çıkışıyla ilgili şeyler de okuyorum. Jeolojik zamanlar da ilgimi çekiyor. Jeolojik zaman deyince dinozorlar da aklıma geldi.

Tarihte Bizans ilgimi çekiyor ama ben daha da eski dönemleri merak ederim genelde. Yontma Taş Devri gibi. Buzul Çağı gibi.

Planlı olarak araştırmıyorum çünkü alanım dışında çoğu (mühendisim). Keyif almak için okurum. Not almam ama önemli bulduğum makalelerin adlarını, linklerini not alıyorum.
0
dissendium
(04.01.22)
Çok uzun seneler ilgili olduğum konu Eski Mısır mitolojisiydi. Artık üzerine okuma yapmıyorum, ama 10 yaşımdan beri ilgilendiğim için, konu hakkında spesifik bilgilere sahibim.

Şarap ile yoğun olarak ilgilenmeye başlayalı herhalde 3 yıl kadar oluyor. Hakkında yazılmış ansiklopedik kitapları yutarak okuyorum. Ansiklopedi okumayı çocukken severdim, şarap ile yeniden başladı. 2 senedir devamlı okuma yapıyorum. Evet, sürekli not alıyorum. Kitaplarda, aynı akademide yaptığım gibi, çok önemli bulduklarımı pembe post-it ile, ara sıra bakmak istediğim bilgileri sarı post-it ile işaretliyorum. Bir okuma defterim var. Orada alıntılamaya değer bulduğum notlar var. Bir iki sene sonra da konu hakkında bazı sınavlara girmek istiyorum, bunların bana yardımcı olacağını biliyorum. O nedenle, sistematik öğrenmeye motiveyim.

Bi' de şarap için tuttuğum ayrı bir defter daha var, neleri içmek istediğimi, alınacakları ve ziyaret etmek istediğim üreticileri oraya yazıyorum. Tadım notları da orada. O defter hep yanımda.
0
buf-e kür
(04.01.22)
mantarlar ve ağaçlar genel olarak ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili excel'de taksonomik ağaçlar falan hazırlayıp, güzel yapılmış çizimlerini buluyor, videoları takip ediyor, not kağıtları oluşturuyorum. hemen hemen gördüğüm tüm ağaçları ve marmara'daki birçok mantarı tanıyabiliyorum.

geç antik çağ, yani roma'nın yıkılış süreciyle avrupa'nın şekillenmeye başladığı erken ortaçağ ile birlikte hristiyanlık tarihi ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili kitaplar okuyup birçok anlaşma ve önemli yasaların orjinal textlerini indirip okuyup saklıyorum. excel'de belli dönemlerle ilgili tarihsel cetveller hazırlıyorum. kişilerin ve olayların paralel kronolojilerini çıkarıyorum vs.

hristiyanlık tarihinin bir uzantısı olarak reformasyon ve abd tarihi de ilgi alanım. reformasyon sonrası şekillenen denominasyonlar ve bunların avrupa ve abd'deki gelişim aşamaları, birleşmeleri, dağılmaları gibi şeyleri takip ediyorum. olayları google earth üzerinden işaretleyip, göç yollarını çiziyorum vesaire...

daha farklı birçok şey var... genel olarak bilmediğim bir şeylerle uğraşmayı seviyorum ve uğraştığım her şeyi kayıt altına alıyorum.
0
akhenaten
(04.01.22)
Valla dusundum de oyle spesifik olarak ilgimi ceken bisey yok sanirim. Daha cok 'her seyden biraz' adamiyim ben. Bir de cabuk sikilip, baska seylere de kolaylikla kayabildigim icin bisey uzerine uzun uzun arastirma yaptigim pek olmuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(04.01.22)
2. Dunya savasi. Her cephesi, her olayı her tarafi her şeyiyle ilgimi çeker. Hatta zaman makinesi ile gecmisi gormek mumkun olsa savas boyunca tum cepheleri tum carpismalari gidip ani anina tanıklık etmek isterdim.
Eskisi kadar ilgilenmiyorum artik ama.
0
stavro
(04.01.22)
(8)

yapılan yemeği beğenmeyince nasıl davranıyorsunuz?

erenderk
yemeye devam ediyor musunuz? yoksa bırakıyor musunuz? bıraksanız da güzel şeyler söyler misiniz?anneannemlere gittik. üzümlü pirinçli bi börek yapmış. misafir gelince düğün olunca falan yapılan bi şeymiş normalde. özenmiş yani. ama hiç sevmedim. o kadar uğraşmış diye zorladım kendimi yedim ve güzel
yemeye devam ediyor musunuz? yoksa bırakıyor musunuz? bıraksanız da güzel şeyler söyler misiniz?

anneannemlere gittik. üzümlü pirinçli bi börek yapmış. misafir gelince düğün olunca falan yapılan bi şeymiş normalde. özenmiş yani. ama hiç sevmedim. o kadar uğraşmış diye zorladım kendimi yedim ve güzel şeyler de söyledim. aslında sorsalar "yemem ya nolacak, sevmeyebilirim, çok normal" vs artist artist konuşurdum. ama meğerse öyle diyemiyormuşum.
0
erenderk
(01.01.22)
Bırakırım hemen. Midemden, psikolojimden daha önemli değil. Ama bu demek değil ki kötü olmuş, iğrenç diyeyim. Gelmeden önce yemek yemiştim, yeterli geldi deyip ya da midem rahatsız deyip bırakmakta bir sorun yok bence.
0
dissendium
(01.01.22)
illa söylemek istiyorsan ertesi günü bekleyip söylersin

çünkü o da senin gelişin hakkındaki fikirlerini söyleyebilir. belki o da seni beğenmedi kendi evinde ama hoşgeldin falan diyor.

sevmiyorum lan seni gelme bir daha bu eve hıyar!

da diyebilir sana ama demiyor. yemek yapıyor.

herşeyin bir adabı var.
0
bebekbebesi
(01.01.22)
Bana lütufen yapılan bir yemekse söylemem beğenmediğimi, mümkünse bitirmeye çalışırım. Baktım yiyebilecek gibi değilim, sağlık diyet ya da aç olmama gibi bahaneler ararım.

Birine yemek yapmak benim için değerli bir hareket, o yüzden ayıp etmek olur diye düşünüyorum.
0
Bruce
(01.01.22)
Vallahi hep yemeğe maruz kalacaksam direkt doktor bu ne, insan yiyecek bunu insan derim. Ama bir kerelik oradaysam ağız tadıma uymadı eminim seveni vardır deyip bırakırım. Bahane bulmam.
0
velvetmorning
(01.01.22)
Bende sizin gibi özel olarak yapildiysa begenmeesemde eline sağlık vs der yerim diğer türlüsü ayıp olur
0
all girls dream
(01.01.22)
Valla ben yemeği tadına göre yeme olayını unide bıraktım, birakmasaydim hep aç kalırdım. Dolayısıyla benim için yemek yemektir. Tadını sevsem de yerim sevmesem de.
0
j r r tolkien hayrani
(02.01.22)
Valla ben sırf ayıp olmasın diye değil, ziyan da olmasın diye bitirme veya en azından yiyebileceğimin en fazlasını yeme eğilimindeyimdir. Bu böreği ben de sevmezdim herhalde, üzüm varmış. Tahminim kuş üzümü olduğu. Ne zaman bunu içeren bir yemek olsa üzümlerini ayıklarım. Bu durumda da böyle yapardım şahsen. Ki benim aile çevresi bunu bilir, önermezler bile.
0
d max
(03.01.22)
Yiyebileceğim kadarını yiyip bir bahaneyle bir kısmını bırakabilirim. Yüzüne "peh olmamış bu" denmez. Emeğe saygı. Kimse yokken de "senin bir x yemeğin vardı, bak o (daha/süper) güzel, bir dahakine ondan isterim" derdim. Büyükannelere artistlik yapılmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.22)
(15)

Çevrenizde herkes dolardab zamlardan bahsediyor mu surekli?

stavro
Benim cevremin cilki cikti artik, zam asagi zam yukari. Bu muhabbetler artik cok canimi sikmaya basladi, ben de bayilmiyirum ulkenin haline ama sabah aksam zam konusup zam dusunup depredyona girmenin de alemi yok diye düşünüyorum bu yuzden cevremde bu konulari acanlari susturuyorum artik. Dolar su o
Benim cevremin cilki cikti artik, zam asagi zam yukari. Bu muhabbetler artik cok canimi sikmaya basladi, ben de bayilmiyirum ulkenin haline ama sabah aksam zam konusup zam dusunup depredyona girmenin de alemi yok diye düşünüyorum bu yuzden cevremde bu konulari acanlari susturuyorum artik. Dolar su olmus, peynirin fiyati bu olmus dedikleri an abi ben takip etmiyirum bana bu konulari acmayin diyip konuyu zorla kapatiyorum. Yeni yil diyorsun adam diyor ki ya ben gelecek yeni zamlari düşünüyorum.. Ulan dusunsen de dusunmesen de gelecek zaten hem kendini hem de etrafini bunalima sokmankn alemi ne?

Sizde durum nasil, çevrenizde surekli bu muhabebtler donuyor mu sizin de ve siz ne yapiyorsunuz?
0
stavro
(01.01.22)
konu illa oraya gelir Türkiyede kaçış yok
0
amusan
(01.01.22)
Valla başka bişey konuşmuyoruz neredeyse. Datsız.
0
plutongezegendegilmi
(01.01.22)
Ciddi bir konu. Basit bir olay değil, dünyada kaç ülkede ayni anda her şey kötü gidiyor ve durmuyor? Insanların çoğunun hayatinda iyiye giden bir olay yok. Kendilerini iyi hissetmeye yarayacak bir şey yapacak para da yok.

Ben Fransa'da yasiyorum. Türkiye'de ailem, arkadaşlar ile dönüyor muhabbet. Bir şey demiyorum tabiki.
0
logisticsmanager
(01.01.22)
Valla benim cevremde yok. Ben de konusmuyorum pek ama keske olsa da konussak. Icim sisiyor. Hele bu yeni yilla gelen zamlar gogsume oturdu icimi daraltti.
0
floydian
(01.01.22)
Bu konular, "üzerinde konuşularak bunalıma girme deneyimi yaşamak" için değil, yaşam kalitenizi ciddi şekilde aşağı çekeceği, hatta gündelik hayat rutinlerinizi değiştireceği, belki kısa bir süre sonra şuan yaşadığınız hayatın uzaktan yakınından geçememe ihtimali olduğu için konuşuluyor. Hepsiburada'da geçen hafta 500tl olan Türkiye üretimi su ısıtıcısını sepetime ekleyip bugün almaya kalkınca 1000tl olarak görüyorsam aa ne tatlı deyip pencereyi kapatıp devam edememem doğal değil mi? İnsanların elinden de gelen bu. Canları yanıyor, hayatları etkileniyor, onlar da konuşarak dışavuruyor.

Fanusta yaşamak ya da bu konuları yoksaymak bir seçim, böyle olunca alım gücünüz ya da hayat standardınız artmış olmayacak, sadece siz görece az farkında olacaksınız olan bitenin.
0
dreamnesiac
(01.01.22)
Almanyadaki arkadaşımla İngilteredeki kuzenimle bile Türkiyedeki zamları konuşuyoruz. Benden daha çok şaşkınlar.
0
hindistan cevizi
(01.01.22)
Konuşacak daha derinlikli şeyim olmayan iş arkadaşı çevresi ile full zam dolar muhabbeti çeviriyoruz. Bunu yapmasak saçma salak dedikodu ya da kayınvalide görümce ya da futbol konuşucaz. Biraz da kim akıllı yatırımcı kim kriz anında nasıl tepki veriyor görmek açısından memnunum bu grupla konuşmaktan.


Yakın olduklarım ile sıfır, hiç konuşmuyoruz bunları. Çünkü konuşacak bin türlü şey varken, herkes birbirinin maddi durumunu yatırımını siyasi görüşünü bildiği için, ilgi çekici bi gelişme olmadıysa konuşmayız.

Yani small talk'un yerini zam döviz ekonomi aldı. Samimiyetsiz muhabbet dinleyeceğime bunları tercih ederim.
0
Bruce
(01.01.22)
Konu ne olursa olsun bir şekilde buraya geliyor.
En son bugün öğlenden sonra görüştüğüm arkadaşlarımla masaya oturduğumuz andan itibaren ne olur ekonomi konuşmayalım dedik, işten, aileden, kitaptan, dizilerden, sinemadan bir sürü şeyden konuştuk ama konu ne olursa olsun mutlaka döndü dolaştı ekonomiye geldi. Hatta konuyu kapatmak için atladığımız konular bu saydıklarım.
Maalesef şu an bundan daha önemli bir şey yok.
Hepimizin ortak meselesi bu. Ne hakkında konuşursak konuşalım mutlaka kendimizi kıstığımız, feragat ettiğimiz bir sürü şey oluyor ve konu buraya geliyor.

Şahsen ben de istemiyorum sürekli bunları duymak bunu en başta söylüyorum lütfen bu konulara girmeyelim daha yeni atlattım buhranımı diye ama iki cümle sonra ben oradayım. Ya da karşımdaki oraya gelince mecbur ben de derdimi anlatıyorum.

Duymak istememek de hakkınız/hakkımız ama içinde olduğumuz durum o kadar genel bir durum ki. Etkilenmeyen kimse yok çevremizde.
0
mutekebbir
(01.01.22)
kendi cevremde neredeyse hic konusmuyoruz ama is yeri ortaminda cok donuyo muhabbeti. bence konusmak sorun degil de kitlesel bazi olaylarin olmasi gerekirken hem bu jadar yakinip hem hicbir sey olmamis gibi hayata devam etmek garip geliyor
0
ala09
(01.01.22)
Çevre dediğiniz her yerde bir ça bile içsen dünyanın parası, laf mecbur oraya geliyor.
0
neymis
(01.01.22)
Biri istanbul biri ankaradan iki hukukçu nerden ucuz peynir alalım diye konuşuyoruz. Durumun vehametini burdan anlayın
0
photo85
(01.01.22)
Valla hocam su tavrin beni bayagi rahatsiz etti acikcasi. Hani konformist biri olabilirsin, her seye hemen uyum saglayabilirsin de milleti ne diye kendine benzetmeye calisiyorsun. Bir de sanki cok matah biseymis gibi cevremde bu konulari acanlari susturuyorum deyip milleti engelleyiyorsun. Ne bileyim ortada 4-5 kisi varsa ve millet o konu hakkinda konusmak istiyorsa ancak sen konusmak istemiyorsan o zaman ortami bisekil terketmek daha mantikli degil mi?

Neyse, benim cevremde de ara ara muhabbetleri donuyor, dondugu zaman da ben de yardirip gidiyorum.

Edit: @photo iki hukucunun peynir fiyatlarini konusmasi vehameti nasil gosteriyor ben orasini anlamadim. Hukukcular devamli hukuk mu konusuyor sanki kendi aralarinda? Normalde hic gunluk konusma olmuyor mu? Gece gece neye catacagini bilmeyen kisi gibi hissettim kendimi ancak yazmadan da duramadim cunku cok degisik bir cevap.
0
j r r tolkien hayrani
(02.01.22)
yani zamnlardan "gercekten" etkilenenler konusuyor, evet. kimse caktirmasa da tanidigin 10 kisinin 7si borc oduyor, kredi oduyor vs. zamlar artik bir suru kisi icin food security anksiyetesi yaratacak boyutlara geldi ve kafalarinda baska bir sey olmamasi normal. kimisinin birikimi var ben bu firtinalari atlatirim diyor ama inan cogu kisi sadece muhabbet olsun diye degil bu konuda ciddi anksiyete yasadigi icin ve hayati gercekten etkileniyor oldugu icin konusuyor.
0
robokot
(02.01.22)
@jrr
Kimseyi kendime benzetmeye calistigim yok ki, beni kendilerine benzetmelerine engel olmaya calisiyirum olay bu. Kalkip kimseye zamlari konusmayin ve dusunmeyin zam yokmus her sey harikaymis gibi takılın demiyiruz, ben sadece konuyu bana acani susturuyorum, kendi aralarinda konusmalarina engel olacak halim yok insanlarin ki istesem de olamam zaten. Yoksa biz de zamlara bayilmiyoruz duyunca veya hayatim etkilenmiyor degil. Ama surekli konusulmasinin beni rahatsiz etmeye basladigi mevzulari dinlememe hakkim olmali degil mi? Futbol konusuldugunda da susturum karsimdakini ama diger arkadaslariyla konudmasina bir şey diyemem, kendime benzetmis mi oluyorum adami..

@dreamnesiac
Butun gün bu muhabbetleri cevirmeyerek de hala her şeyin farkinda olabiliyoruz, benim ve benim gibilerin görece daha az farkındalığı yok emin ol, beb de tuvalet kagidi kullaniyor, benzin yakiyor, kahvaltida peynir yiyorum. Fanusta yasama durumu yok ortada, zaten istesen de olmaz.
Ama fanusta yaşıyoruz diyelim, evet alim gucumu ve fiystlari degistiremiyirum ama siz ofiste cafede otobus durağında arabada vay zam geldi vay zam gitti aksama kadar muhabbetini cevirerek alim gucunuzu degistirebiliyorsaniz ben de size katilayim hemen. Ben de zamlara bayilmiyirum vrya ulke ekonomisi saha kalkti ama insanlar nankor, avrupada kuyruklara giriyorlar biz yine iyiyiz haylleriyle avunmuyorum cunku. Bir fark yaratabiliyorsaniz derhal size katilayim, gece uyumayip bunlari konusabilirim gerekirse.
0
🌸stavro
(04.01.22)
Günlük hayatında bir şekilde para kazanan/ harcayan birinin paranın ederindeki değişimi de merak etmesi bana çok anlaşılmaz gelmiyor. Benim kazandığım 10 liranın ederi kaç olacakmış, dün kaç yumurta alabildim bugün kaç aldım yarın kaç alabilirim, kahvaltı ederken düşünülür de konuşulur da.

"Sussunlar" benim düşünce biçimim değil.
0
dreamnesiac
(04.01.22)
(21)

Mutlu Yıllar!

himmet dayi
Herkese mutlu bir 2022 dilerim. İçimden geldi :)2021'de kalbini kırdığım birileri oldu ise affola.
Herkese mutlu bir 2022 dilerim. İçimden geldi :)

2021'de kalbini kırdığım birileri oldu ise affola.
0
himmet dayi
(31.12.21)
Mutlu yıllar dayıcım :)
İyi seneler…
0
erty_ksk
(31.12.21)
Sana da mutlu yıllar:)
0
Amaranta ursula
(31.12.21)
mutlu yıllar himmet, herkese mutlu ve huzurlu yıllar :)
0
msb
(31.12.21)
sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yeni yıl diliyorum sana ve herkese :)
0
Phoebe
(31.12.21)
herkese mutlu yıllar dilerim.

sana da himmetciğim :)))
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Mutlu yıllar tabi ya :)
0
kisa
(31.12.21)
mutlu yıllar!

www.youtube.com
0
gabe h coud
(31.12.21)
Mutlu yıllar!
0
kobuzchu kiz
(31.12.21)
Yok abi kirdiysan da sonuna kadar hak etmislerdir allagina gurban mutlu yillar
0
floydian
(31.12.21)
herkese sağlıklı mutlu kazançlı sevgi dolu bir sene dilerim. umarım her şey düzelir ve hepimiz mutlu oluruz. gönülden diliyorum.
0
dafuq
(31.12.21)
mutlu yıllar :) şahane bir yıl olsun 2022.
0
engelbert humperdinck
(31.12.21)
Mutlu yıllar herkese :)
0
archmage mahmut
(31.12.21)
Mutlu yıllar!
0
jazzabel
(31.12.21)
inşallah.

hepimize sağlık, mutluluk, huzur dolu seneler nasip etsin rabbim.
0
alt4y
(31.12.21)
Gelecek seneleri heyecanla beklediğimiz nice mutlu yıllara olsun.
0
akhenaten
(31.12.21)
Mutlu yıllar. Herkesin yılı güzel geçsin inşşş <3
0
eazy
(01.01.22)
Çok sağol hocam sana da. Sana kırılacak adam da ne bileyim oldukça nankör biridir herhalde. Duyurunun resmen tek kişilik dev kadrosusun.
0
j r r tolkien hayrani
(01.01.22)
zamlar kötü oldu ya. çok fena zam gelmiş elektrik ve doğalgaza. hem mesken hem sanayi inanılmaz.
0
floydian
(01.01.22)
He dayı he, Finlandiya da Erzurum gibi he

Happy New yearr!!!
0
abuzer
(01.01.22)
Mutlu yillar xo
0
hot potato
(01.01.22)
herkese iyi seneler, umarim gelen gideni aratmaz.
0
cooperr
(01.01.22)
(25)

Baklavayla çay mı kola mı?

meraklitursucu
Hangisini tercih ediyorsunuz?
Hangisini tercih ediyorsunuz?
0
meraklitursucu
(31.12.21)
Varsa ayran yoksa çay.
0
Amaranta ursula
(31.12.21)
Ayran
0
freebird5406_2
(31.12.21)
Sadece baklava
0
birmilyonunvarmi
(31.12.21)
süt
0
dafuq
(31.12.21)
Çay
0
dissendium
(31.12.21)
sadece baklava.
yanında değil ama sonrasında maden suyu olabilir.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
yanina ille bi sey icecek olsam cay icerim
0
fakyoras
(31.12.21)
inanılmaz miktarda şeker tüketen biriyim ve sadece soruyu okumak bile şeker komasına girmeme yetti. baklavanın yanında istesem bile fiziksel olarak kola içmem mümkün olmaz muhtemelen. şekersiz çay ya da süt.
0
der meister
(31.12.21)
dudak yakan açık çay
0
gabe h coud
(31.12.21)
Çay, NET.
0
msb
(31.12.21)
sekersiz cay ama benim tercihim kahve
0
Ley
(31.12.21)
Çay
0
chavezding
(31.12.21)
Çay
0
ms brownstone
(31.12.21)
Yoğurt.
0
Bruce
(31.12.21)
Çay
Ayranla da gidiyor ama kolayı konduramadım ben.
0
cilekli pasta
(31.12.21)
Ayranla mükemmel oluyor
0
hrvl
(31.12.21)
Şerbetli tatlılarla her zaman çay.
Umarım hayatım boyunca herhangi bir tatlıyla ayran içen biriyle karşılaşmam.
0
pena34
(31.12.21)
Baklavanın yanında en son tuketecegim sey kola olur. Gayet de seker tüketen adamin ama bakvala tatli o kola tatli aman aman dusuncesi bile mahvetti beni. Ne baklavadan bir sey anlarim ne koladan o durumda.

Cay ya da su. Bana kalsa sadece baklava, yaninda bir sey içmem.
0
stavro
(31.12.21)
sade. biri olacaksa çay.
0
ya ben lan neyse
(31.12.21)
kola. asitli içecek iyi gider
0
all girls dream
(31.12.21)
Baklavanın üstüne buz gibi su içerim. Mis.
0
dadasalon
(31.12.21)
Kola.
0
j r r tolkien hayrani
(01.01.22)
demli bir cay, yoksa su.
kola ile seker^3 yapiyorsun gerek yok.
ayran icersem cikartirim herhalde..
0
cooperr
(01.01.22)
yazın kola kışın çay
0
baba553
(01.01.22)
baklavanin yaninda kola icilen ulke erdogan'in yonetmesini hakediyordur.
0
hewit
(01.01.22)
(14)

en çok sevdiğiniz sos nedir?

bugisme
sb.
sb.
0
bugisme
(31.12.21)
Valla hocam sen de anket gecesi ilan ettin herhalde bu geceyi.

Neyse, ben de iflah olmaz bir katilimci olarak cevap verirsem, sarimsakli mayonez diyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
Hardal
0
freebird5406_2
(31.12.21)
Barbeku
0
stavro
(31.12.21)
Hardal galiba. Barbekü de fena değil. Normalde mayonez sevmem ama bazen o da güzel geliyor.
0
dissendium
(31.12.21)
hardal ve sweet chili
0
south park in kapusonlu uyesi
(31.12.21)
Sarımsaklı mayonez
0
mey17
(31.12.21)
mayonez ve bazı hardallar.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Sriracha
Tabasco chipotle
Sweet chili thai
Burger
0
logisticsmanager
(31.12.21)
Sarımsaklı mayonez
Ranch
0
hrvl
(31.12.21)
hardaldan nefret ediyorum ama ballı hardala tapıyorum.
0
candide
(31.12.21)
Barbekü ve sweet chili
0
kobuzchu kiz
(31.12.21)
Hardal ve sriracha
0
baldur2
(31.12.21)
Diğer tüm soslar chipotle sosun önünde diz çöker tövbe eder. Ona bağlılık ve sadakat yemini eder.
0
dadasalon
(31.12.21)
soya ve barbekü
0
theseachange
(01.01.22)
(17)

sesini en sevdiğiniz enstrüman nedir?

bugisme
sb?
sb?
0
bugisme
(31.12.21)
Gayda.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
piyano.
(not: gitaristim :D)
0
nhk ni youkosu
(31.12.21)
Çello, kontrbas, bi de akordeon.
0
kobuzchu kiz
(31.12.21)
piyano.
0
rose parks
(31.12.21)
tenör saksafon ve ney.

gürültü yapacak imkanım olsaydı 7 24 durmadan saksafon çalışmak isterdim, alf dizisini ilk izlediğimden beri aklımda hep.
0
killerbee
(31.12.21)
kontrbas, bas gitar, piyano
0
south park in kapusonlu uyesi
(31.12.21)
tuba, trombon, french horn, trompet, saksafon, kontrbas.
0
erenderk
(31.12.21)
gabe h coud
(31.12.21)
Saksafon, elektro gitar.
Bir de synthizer sayilir mi?
0
stavro
(31.12.21)
ud
0
king lizard
(31.12.21)
Ben de kanun ve kemanı çok severim
0
mey17
(31.12.21)
saksafon, gayda, piyano.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Piyano
0
logisticsmanager
(31.12.21)
piyano, alto flüt, arp, mey.
0
la traviata
(31.12.21)
keman ve kanun.
0
pide
(31.12.21)
Düzenlemeye göre değişir bazen bas gitar köpek gibi gelir dağıtır tonu insanı, bazen de tambur. Oturtum önemli şey.
0
hedep
(31.12.21)
Keman
0
hot potato
(01.01.22)
(19)

2021 nasıl geçti?

olimpia
Ülke gündemini bir tarafa bırakırsak 2021 yılı sizin için nasıl geçti?
Ülke gündemini bir tarafa bırakırsak 2021 yılı sizin için nasıl geçti?
0
olimpia
(31.12.21)
yasadigim en berbat seneydi daha yeni kendime geliyorum ama cok sey kattigini dusunuyorum bu yilin. huzurluyum
0
ala09
(31.12.21)
bayağı kötüydü ya, hayatımın en kötüleri arasında yerini alır. bomboş, çoğu şeyin elimden kayıp gittiği, son yıllarda elde ettiğim kazanımların büyük bölümünü kaybettiğim, pek çok konuda başa sardığım saçmasapan bir yıl oldu. eğer dolmuşa binmeye çalışan bir yolcu olsaydı 2021'i kapıdan aldığım güçle çift depikle aşağı iterdim.
0
der meister
(31.12.21)
Bomboş.

Hala aynı yerimde sayıklıyorum. 2020 de 2021 de bok gibi geçti. 2022'den de pek bir beklentim yok.
0
deveyidiken
(31.12.21)
maddi olarak iyi geçti.
sağlık olarak berbat. bel fıtığı yaşama sevincimi yok etti. 2022 ameliyatlar senesi olabilir.
0
lazpalle
(31.12.21)
bu sene başında bu sene kendimi geliştirecek hiç bir şey yapmayacağım, birikim yapmayacağım, geleni harcayıp kafama göre gezeceğim, birikmiş izinlerimi kullanacağım demiştim. tam olarak öyle yaptım. iş açısından nispeten sıradan bi sene geçirdim yani kendi standartlarıma göre. malum sıkıntılı geçen bi 2020'den sonra iyi geldi bu boşluk.
0
roket adam
(31.12.21)
2020'nin nasıl geçtiğini anlamamıştım. 2021 de öyle oldu.
Tam bir "rat race".
0
pro9it9is9
(31.12.21)
daha demin 2019'daydım. öyle diyebilirim.
0
floydian
(31.12.21)
Ben biraz pişmanlık hissettim geçmişe doğru hep. Keşke üniversitede kendimi daha çok geliştirseydim dedim. Aslında üniversiteyi de it kopuk gibi geçirmedim ama niye böyle oldu bilmiyorum. Hep "yapılacak daha çok şey var" psikolojisi içindeyim.

Güzel şeyler tabii ki var ama Covid olduğu sürece normal kabul etmiyorum hiçbir yılı.
0
dissendium
(31.12.21)
37 yaşındayım, 35 yaşıma kadar toplamda en fazla 1 hafta tatil yapmışımdır.

2021’de tüm izinlerimi bitirdim, efsane tatiller yaptım. İnsanlarla tanıştım, gezdim, gezdim. Mayıs’ta aldım yeni arabayı, home ofis olmamıza rağmen 20 bin km’yi geçtim. 15 bini tatildedir.

Kasım’dan itibaren ülkenin batmasıyla ben de finansal olarak etkilendim ama hala umudum var.
0
gabe h coud
(31.12.21)
8/10
0
hayirsiz
(31.12.21)
Maddi olarak kötüydü. İnşallah 2022 daha iyi olur.
Sosyal olarak da kötüydü, sosyal çevremden arkadaşlarımdan kendimi soyutladığım bir yıl oldu.
0
pena34
(31.12.21)
Valla oldukca normal bir yildi. Gerci su korona olaylari normalligin tanimi da degistirdi de yine de normaldi sanirim. Oyle cok ekstrem seyler olmadi.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
köpek gibi calisarak gecti,
makalem icin ilk basta üzülüyordum, bu cok az diye ama simdi cok güzel bir yayin olacak ins.
kilo veremedim,
bana irkcilik ve mobbing yapan fransizlari, sinci planci ve kindar bir insan olarak en güzel sekilde hocanin önüne attim, özür dilettim, sonra da kovdum.. 'icimin yaglari eridigi icin kilo vermis olabilirim'. ve artik hoca herseyi bildigi icin bu bana onlara kötü davranma özgürlügünü verdi, aksi halde ben agresif olan olacaktim.
bir iki yer gezdim.
para birikitiremedim.
dil ögrenemedim.
ama ne ögrendim, hic kimseyi dislamayacakmissin. ne ekersen onu bicersin lafi cok dogruymus.
0
Ley
(31.12.21)
Her anlamda berbat bir yıldı. Kendimi kaybolmuş, boşa uğraşan ve beceriksiz hissettiğim başka bir sene daha olmamıştı.
Tüm yıl böyle bebek gibi mızmızlanarak geçti ona da ayrıca ayar oldum.
Şu halde bekliyorum yeni yılı
encrypted-tbn0.gstatic.com
0
Bruce
(31.12.21)
Kendi halinde.

Dün ve bugün, ne kadar karakterli, ahlak anlayışına sahip, birey olmayı başaran biri olduğumu anladım. Bu açıdan güzeldi.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
zor başladı, çok sıkıştırdı, ikinci yarıda biraz rahatlattı, sonu da sürprizli oldu.
çok çalıştım, çok yoruldum.
yılın son günü, bu saatte bile çalışıyorum hatta.

2022 daha iyi olacak gibi, hadi bakalım.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Güzel geçti benim ya, çocukluğumdan beri ilk defa ailemle birlikte yaşadım bi süre.
0
antihero
(31.12.21)
İyiydi ya kafamda olan baya bir şey vardı çoğunu yaptım. Böyle devam.
0
jazzabel
(31.12.21)
Fena degildi. En azindan sevdigim kimse ölmedi. Babam kalp krizi gecirip iyilesti. Senenin basinda teyzem kalp krizi gecirdi iyilesti. Diger teyzem kanseri atlatti. Korona falan olmadim hatta grip bile olmadim. Mide krambimi saymazsak hasta da olmadim. Umarim 2022 daha guzel olur en azindan sosyal anlamda. Ve umarim artik bir sekilde İstanbul'dan Ankara'ya tasinabiliriz artik
0
matilda
(01.01.22)
(13)

yalan söyleme etiği

duyurukullanıcısı
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda

(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan söyleseniz bile size doğru söylüyor diyebilir)

yalan söyleyip çaba gösterdiğiniz işte başarı kazanmak ve bir üst seviyeden hayatınıza devam etmek

yanlış bir şey midir?
0
duyurukullanıcısı
(31.12.21)
Degildir tabii ki. Full yalanla donuyor bizde her sey. Eger anlasilmayacak bir seyse salla gitsin ksfasinda herkes
0
floydian
(31.12.21)
Ben yalan söyleyemiyorum, her seferinde de keşke söyleseydim diyorum. Karşı taraf ölçemez kesinlikle ama kendim o an rahatsız olup doğruyu söylüyorum. Bence sen yabıştır yalanı
0
izmitcan
(31.12.21)
kendine sorduğunda muhtemelen "evet (yanlış bir şeydir)" yanıtı aldığınız için, bir de dış desteklerle durumu idare etmeye bakıyorsunuz gibi anlıyorum ben bu soruyu.
kendi cümleniz içinde yaptığınız şeyin "yalan söylemek" olduğunu ifade ediyorsunuz. bunun başkalarınca anlaşılıp anlaşılmaması neyi değiştirir ki?
Dostoyevski'yi seversiniz sevmezsiniz ama "kendine yalan söyleyen bir süre sonra bunlara inanır ve kendi ile diğerlerine karşı saygısını kaybeder" diyor.
0
fempusay
(31.12.21)
evet, yanlış bir şeydir. peki yapmalı mısın? etikten taviz vermeyen, belli konularda ahlak timsali kesiliveren insan modeline dönüşmek gibi bir planın yok ise söyle ve hayatına devam et.
0
zgrydn
(31.12.21)
Yanlıştır.
Burada yalan ve doğru konuşmanın yanında 3. Seçenek olarak susmak öne çıkmalı.
0
Erva
(31.12.21)
@floydian+1
Olayin is yasamiyla ilgili oldugunu saniyorum. Eger oyleyse orada donen sacmaliklari, yalanlari vs dusununce yalansiz olmaz bence de. Eger birinin hakkini gaspetmek falan yoksa isin icinde bence sikinti yok.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
asla yalan söyleyerek level atlamayı istemem. bu herhangi bir şey olabilir. dürüstlük benim için çok önemli.
0
naksidil
(31.12.21)
Yalan söylediğiniz kişiye bağlı değişir. Değer verdiğim kişilere yalan söylememeyi tercih ederim ama iş hayatında istisnasız herkes yalan söyleyebilir, etiktir.
0
olimpia
(31.12.21)
Fazla etik bir insanımdır o yüzden bi noktaya kadar yalan söylememeye özen gösteririm minik kayıplar yaşayacak olsam da.

AMA, sonuçta ENTP'yim de. Etik olarak o durumda uygun görürsem filmlerdeki kaotik gizemli karakterler gibi "Teknik olarak yalan söylemedim, sadece bazı bilgileri eksik tuttum" ya da "söylediğim buydu o anlamı çıkarman gerekmiyordu" gibi kaotik evil hareketler yaparım bolca.
0
aguen
(31.12.21)
Kendini nimetten, karşındaki salak sayıp yalan konuşmak hiç etik değil.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
Benim gozumde yanlis değildir. Cunku dogru olan, benim icin dogru olandir bana gore. Kendim icin dogru ve faydalı olan esastir. Dogrucu davut olmayi da savunmuyorum zaten.
Erdem pesinde kosarak yasamaya calismanin anlami yok, bu yol yol degil. Tabiatin dogru olani yasatma ayak tutma, hakli olaba hakkini verme ve nihayetinde etik ve dogru olan yolun kazanmasini saglama gibi bir mekanizmasi yok. Dolayısıyla erdem pesinde kosarak yasanan bir hayatin kayiplarinin telafisi yok.
Bazen etik kaygilarini bir tarafa birakmak baskalarinin hayatina cok da olumsuz etki yapmazken sana cok olumlu etkisi olabilir. Boyle olduğu surece bazi erdemlerden vazgecilebilir ve bu rasyoneldir bana sorarsan. Cunku özünde kendiniz icin yasarsiniz ve etrafinizdaki insanlar ve tum etrafinizdaki dunya ile ilgili ideallerinizin bile cikis noktasi sizsiniz, dolayisiyla etrafınızdaki dünyanin iyiliginden bir tik once gelir sizin iyiliginiz. İsteseniz de katılabileceğiniz bir kolektif erdem hareketi yok dogada. Biresyselcilik doganinin kendi urunu. Dolasiyla dis dunyayi cok fazla etkileyemeyecekken kendi dunyaninizi fazlasiyla etkileyebilirsoniz olumlu yonde. Bu soruda verdiginiz ornekteki gibi.
Ve yine isteseniz de istemeseniz de - uc noktada değilseniz - az veya cok vicdan sahibi oldugunuzdan bir yerlerde bir siniriniz olacak zaten, bazen etik agir basacak ve cok da hayati olmayan çıkarınızdan feragat edeceksiniz.

Lafi cok uzattık direkt kisa oz cevapla bitireyim, senin durumunda yalan soylemeyi pek buyutmezdim ve soylerdim.
0
stavro
(31.12.21)
benim düsüncem su, eger baskasinin hayatini etkilemiyorsa söylerim.
0
durgunfoton
(31.12.21)
Yalan yanlıştır. Hayati bir durum yoksa doğruların söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kimseye zararı dokunmayacak ve söylenmesi bir şeyi değiştirmeyecekse beyaz yalan söylenebilir ama sizin durumunuzda söylenmemeli. Bütün çabanızın doğru ile yok olması dürüst bir yol izlemediğiniz izlenimi uyandırdı bende.
0
boyalı kuş
(31.12.21)
(5)

Deliriyor muyum?

sakince
Sürekli başkalarını düşünüyorum. Empati duygum iyice hat safhada. Bunu takip eden, başkaları benim hakkımda ne düşünüyor? Düşüncesi. Ofisin içinde kafamdaki sorular: 1-Diğerleri ne yapıyor? 2-Nasıl böyle kendilerini oyalayabiliyorlar? 3-Benimde amaçlarım var ama niye amaçlarıma odaklayamıyorum? 4-Bi
Sürekli başkalarını düşünüyorum. Empati duygum iyice hat safhada. Bunu takip eden, başkaları benim hakkımda ne düşünüyor? Düşüncesi. Ofisin içinde kafamdaki sorular:
1-Diğerleri ne yapıyor?
2-Nasıl böyle kendilerini oyalayabiliyorlar?

3-Benimde amaçlarım var ama niye amaçlarıma odaklayamıyorum?

4-Bir şeyler yapsam basit bir hareket dahil başkaları benim hakkımda ne düşünür? Şöyle davransam o ne düşünür?

5-aklımı mı kaybediyorum yoksa? (özellikle bu düşünceye kapıldım mı depresyon zamanları aklıma geliyor. Bir kere yaşadım 3 sene önce travma sonrası stres bozukluğu mu nedir?

Sonra geçiyor tabi sınav zamanları diye mi böyle anlamadım. Böyle arada bir modum düşüyor. Kendimi şu sanal dünyanın zamanına oynuyorum gibi hissediyorum. Sanki yaşama amacım elimden alınıyor gibi ne işim var olduğum yerde diyorum.

Özetle hislerimi dökmek istedim. Bu sürekli olan değil ama döngüler içinde olan bi durum. Birde kimi dinlersem dinleyeyim herkesle aşırı empati kuruyorum. Maç izliyorum örrneğin rakip takımın yenilmesine bi süre sonra üzülmeye başlıyorum. Kaleciyi düşünüyorum adam şimdi nasıl üzgündür vs.

Ulen böyle yazınca kendimden şüphe ediyorum. Not: Er Kişiyim.
0
sakince
(31.12.21)
(bkz: ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler )
Valla sadece sinav zamanlarinda ortaya cikan biseyse takilma bu kadar. Hepimiz o donemlerde ders calismamak adina ne gerekiyorsa yaptik. Sende de kendini boyle gosteriyor demek bu durum.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
abi sıkıntı olduğu kesin de delirmiyorsun. her insanın başına gelebilecek, muhtemelen çözümü olan psikolojik/ruhsal sıkıntılar bunlar. deliren adam kendisine "deliriyor muyum?" diye sormaz çünkü, hasan mezarcı gibi 25 aralık'ta ben cizısım deyu doğum günü partisi filan düzenler. senin gerçeklik algında sorun yok; varsa bile bunu idrak edebilecek noktadasın, delirmek öyle kolay bir şey değil.

belli zaten canın sıkılmış, üstüne bir de deliriyor muyum diye gereksiz stres yaratma kendi üstünde. "şu an kontrol etmekte zorlandığım bazı duygu ve düşüncelerim var" diye düşün, mücadele etmesi de daha kolay olacaktır.
0
der meister
(31.12.21)
wellcome to the okb club. obsesif kompulsif bozukluk.
0
vizivozo
(31.12.21)
okb sadece takıntı olarak biliyordum. Kendimle ilgili arada gelen "ne yapıyorum ben" hissi garip. Ofiste işi olmadığı halde oyalanabilen insanları kıskanıyorum. Ben boş zamanımda sadece ofiste olduğum için hobilerime bile odaklanamıyorum. Keşke hemen eve ışınlansam diyorum. Sonra huzursuzluk kaplıyor içimi. kendimi gereksiz işlere veriyorum ve biraz rahatlıyorum. Benle dertleşen insanların kendisinden daha çok dertlendiğim içselleştirdiğim oluyor. Bu gereksiz empatiden kurtulmak istiyorum. Şimdi yazdıkça aklıma geliyor. Yaşıtlarım olan tanımadığım kızlar ortama girince extra kasıyorum kendimi bu da beni huzursuz yapıyor. Kasmaktan kastım durgunlaşıyorum. beğenilme arzusunun verdiği ilkel tepkiler mi anlamadım. Sanırım beni en çok korkutan şey davranışlarımın nedenlerini bilememek. Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸sakince
(31.12.21)
benim bildiğim, okb, genellikle olumsuz düşünceleri kafadan atamamak, kafanın bu düşüncelerle boğulması, oluyor. sadece belli fiziksel şeylere takıntı yapmak olmuyor.
0
vizivozo
(01.01.22)
(19)

Aldığım hediyeyi beğenmediler

top_secret
Öncelikle iş yerimden nefret ediyorum.Aslında günüm çok iyi başlamıştı, gayet mutluydum. Yılbaşı için çekiliş yaptık buradaki insanlarla (arkadaş diyemiyorum artık)Herkes kendine çıkana bir hediye aldı. Bende küçük ahşap bir ev aldım hediye paketinde.Herkes hediyelerini verdi sıra bana geldiğinde ba
Öncelikle iş yerimden nefret ediyorum.

Aslında günüm çok iyi başlamıştı, gayet mutluydum.

Yılbaşı için çekiliş yaptık buradaki insanlarla (arkadaş diyemiyorum artık)
Herkes kendine çıkana bir hediye aldı. Bende küçük ahşap bir ev aldım hediye paketinde.

Herkes hediyelerini verdi sıra bana geldiğinde başta hediye aldığım kişinin arkadaşı olmak üzere herkes dalga geçti benimle.

Bu ne biçim hediye demeler, asıl hediye nerede çıkar demeler vs

Şu an aşırı üzgünüm ve ağlıyorum. Ben hata mı yaptım. Daha pahalı yada daha gösterişli bişey mi almalıydım. Zaten maddi durumum o kadar iyi değil öyle büyük büyük hediyeler alamam ki ben

Sadece biraz içimi dökmek istedim nefret ediyorum hediyelerden ve yeni yıldan:(

Suç bende mi gerçekten?
0
top_secret
(31.12.21)
Yok ya boyle insanlar olduklarini bildigin halde fazla bile almissin. Corap alip gecmeliydin belki de.
0
floydian
(31.12.21)
gercekten yaptilar mi bunu :(

is yerinde ekip ici hediyelesme semboliktir, begenmesen bile tesekkur eder gecersin. hep birlikte laf edip dalga gecmeleri inanilmaz ayip olmus.
bir nevi mobbing, zorbalik bu.

su an dislanmis ve onurunuz kirilmis hissediyorsunuz buyuk ihtimalle ve hep birlikte oyle bir tepki vermelerini beklemediginiz icin sok olmussunuz tabii.

boyle bir davranista bulunan da davranisa istirak eden de iyi insan degildir. uzmeyin kendinizi. kendilerine yakisan sekilde davranmislar.

samimi oldugunuz insana espri yaparsiniz, takilirsiniz falan tamam da su hayatta gercekten en nefret ettigim davranislardan biri bir insan ile dalga gecmek.
0
la lykia
(31.12.21)
of aynı bizim işyerinin toksikliği. böyle hadsizler yüzünden 4-5 senedir bıraktık hediyeleşme işini, zaten herkes herkesten nefret ediyor, iyi arkadaş olanlar her türlü birbirlerine alıyorlar. böyle gerizekalılar da kendilerinde gereksiz yorumlar yapma cüretini buluyorlar. bizde de en son salak bi kıza doğumgünü hediyesi olarak altın set almışlardı sormadan etmeden, kişi başına bölünce düşen para bir haftalık mutfak masrafına denkti. ben bu parayı vermem almadan sormadınız fikrimizi almadınız diyince peşimden millet de ayaklandı kaldırdık hediye olayını.

hediye olayının özü budur bu arada, içinden ne gelirse, bütçen neye elverirse onu alırsın. kimse kimsenin hediyesini yargılayamaz. ki zaten baştan maddi sınırlar da belirlenmeliydi en çok şu kadar diye, yoksa adaletsizlik kaçınılmaz. bir de zaten işyerindeki insanı ne kadar iyi tanıyıp da bayılacağı hediye bulabiliriz ki. yakın olduğum kişiler dışında kimseye hediye almayı sevmem bu sebepten, %90 beğenilmiyor çünkü.

üzülmeyin, hassas davranmayın o onların densizlikleri. düşünüp almışsınız maddi imkanınız olmamasına rağmen bu bence iyi niyetinizi fazlasıyla gösteriyor. eğer ki alt limit 200tl iken gidip 50 tl.lik bir şey almadığınız müddetçe ortada sıkıntılı bir durum yok bana göre, ki öyle bile olsa şu ekonomik durumda böyle şeylere bütçe ayıramamanız çok normal. biz çekirdek ailemizde bile kardanadamlı çorap, noel babalı çamaşır falan aldık bu sene valla, geçti pahalı hediye dönemi artık. devir hayatta kalma devri
0
kakamelsokoban
(31.12.21)
ya nasıl insanlarla çalışıyorsunuz, hayret ediyorum. bir insan bir diğerine neden böyle bir şey yapma ihtiyacında olsun. arkadaşlarımdan da benzer ofis dramaları duyuyorum, inanılır gibi değil. beklentisi neymiş ki o arkadaşın, michael kors çanta mı istiyordu yani? bana da 2 sene önce bildiğin 1 milyoncudan alınmış meşrubat bira açacağı hediye geldi. bir kere birlikte bira içmiştik o arkadaşla, çok bira içtiğimi düşünmüş. yani çok saçma bir hediye ama neden böyle bir tepki vereyim ki.

şirket içi iletişimde bu tür alaycı durumlar şirkete ve ekibine bağlılık ve güven bağının koparılmasında son aşama. çalışanı kaybedersiniz ve geriye dönüşü de çok zor.
0
gabe h coud
(31.12.21)
Cehennemden mi yazdın bunu?

Kötü karakterden başka izahı yok bence hiç canınızı sıkmayın, değmez :)
0
lüzumsuz adam
(31.12.21)
suç sende değil. imkanın varsa acilen değiştir o işini.
0
redskull
(31.12.21)
yukarıda yazılanların hepsi +1

moralinizin bozulması normal ama bu onların ayıbı.
ağlamanız bitince yüzünüzü yıkayın, konuyu kapatın.
bundan sonra da hak ettikleri gibi davranırsınız.
kendinize acımayın, hayatta böyle şeyler olabilir.
kurban pozisyonuna geçmeyin.
ortada bir suç yok tabii ki.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Hic katilmamak lazim bu cekilislere.
Evin fotosu var mi?
0
divit
(31.12.21)
Valla hediye olayinda yaptiklari sacma bisey olmus ancak bu duruma aglamak ve kendini hirpalamak da cok saglikli degil bence. Hadi sagliksiz demeyeyim de bence verilmesi gereken tepki degil diyeyim. Bilmiyorum belki cok asiri hassas birisin ya da bisekil bir sinir bosalmasi sonrasi bir patlama olmustur ancak her durumda pek iyi degil.

Is yeri oldukca sikintili ancak buradan ciksan bile ayni durumla baska yerde karsilasabilirsin. Insanlarin sacma davranislarina pasif tepki vermek ya da hic tepki vermemek yerine bir tepki vermek bence daha dogrusu. Misal o durumda bana laf atana ben de yerine gore ya hediyesine laf atar ya 'ehehe size de anca bu verilir' tarzi genel bisey soylerdim vs. Oyle susup bisey demedikce digerleri de birbirinden destek alip yuklenmistir. Yani bu tip durumlarda susmak iyi degil bence.

Neyse, kisaca uzulmeye gerek yok bu kadar. Yalniz bir dahaki sefere de tepkini ver.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
Aldığım hediyeyi birinin eleştirebilmesi için çok yakın arkadaşım falan olması gerekir onun haricinde verilen hediyeyi açık açık eleştirecek tinyetteki kişiler ile ilişkimi keserim, senin durumunda bu mümkün olmayabilir bu durumda da yaptıkları eleştiriyi takmamaya çalışırım. Bir sonrakinde salatalık hediye et, kartivizitinizi yaptırdım dersin.
0
bartholomew87
(31.12.21)
bence alttan alma. çekingen biri misin bilmiyorum. tepkini koyamayabilirsin belki ama tepki göster. o iş yerinde de kalmak zorunda değilsin. hediyenin iyisi kötüsü olmaz. gönülden kopan bir şeydir ve beğenmemek ağır ucuzluktur. 10-15 yaşındaki çocuklar yapsa bile çiğliktir. iş güç sahibi olmuş insanlar yapıyorsa büyük bir karakter sorunu vardır. sende bir sorun yok. karşıdakiler karaktersiz.
0
black mamba
(31.12.21)
ya kafaya takmayacaksınız, yok ben kafama takmadan durmama derseniz gidip bir çorap alın, ama gri renkli erkek çorabı olacak, aynı arkadaşa gidip geçen gün aldığım hediye ile dalga geçmiştiniz, bu ne diye, haklıydınız, senin değerine uygun bir hediye almamıştım kusura bakma, buyur hediyeni deyip masasına bırakıp gideceksin gri erkek çorabını. ama bunu sesli bir şekilde söyleyeceksin ki herkes duysun. sonrasında bırak onlar kafalarına taksınlar.
0
yemrem
(31.12.21)
hediye bahane olmuş sizi çekemiyorlar veya kıskanıyorlar bence. mesela kadınsanız ve onlardan genç ve güzelseniz vurabilecekleri tek yerden vurmaya çalışmışlar. bunu aldığıma dua edin salatalık da alabilirdim deyip geçseydiniz.
0
dadasalon
(31.12.21)
gelen diğer hediyeler nasıldı ki? gerçi nasıl olursa olsun yaptıkları şey düpedüz terbiyesizlik. kesinlikle sizinle alakası yok, bu tür etkinlikler zaten hoşbeş için yapılıyor. bunda bile kalp kırma fırsatı bulanlara yazıklar olsun.

bence hediyeniz çok tatlı bu arada, bana gelse çok mutlu olurdum.
0
south park in kapusonlu uyesi
(31.12.21)
yılbaşı hediyeleşmelerinden nefret ederim. keşke hiç yapılmasa. zaten ben kendi işyerimde bunun yapılmamasını sağladım. bir dahaki sefere katılmak istemediğinizi söyleyin ve katılmayın.

size yapılan çok büyük bir ayıp olmuş. çiğ insanlar olsa gerek. bu kadar kafaya takmayın, taktığınızı belli etmeyin. olur böyle şeyler.
0
dafuq
(31.12.21)
Sabah gördüm işyerinde yazamadım şimdi sırf bunun için girdim duyuruya.

Üzgünüm. Ama çöp iş arkadaşlarına sahip olduğunuz için üzgünüm. Hiçbir hatanız yok. Daha pahalı bir şey almış olsanız bu çöp insanlara daha çok para harcamış olacaktınız sakın pişman olmayın.

Zevkiniz uymaz vs. gelen hediyeyi beğenmezsiniz diyelim, yine de normal bir insan hmm beğenmedim demez. Kibarca kabul eder, teşekkür eder. Dalga geçebilecek kadar leş insanları hayal bile edemiyorum.
0
aguen
(31.12.21)
bu gercek mi?

ortaokulda cekiliste, durumu da iyi olan bir arkadasim bana uyduruk bir kalem vermisti, arkadaslarim -iyy kalem mi almis demesine ragmen, begenmememe ragmen, hem cok güzel zaten ihtiyacim vardi dedim hem de onlari susturdum. bir ortaokul ogrencisi kadar olamamislar, sen hak edene hak ettigi degeri verip, daha iyi bir is ortamina bak.

ama ben olsaydim bunun altinda baska seyler arardim. kisisel ya da is ile ilgili bir kiskanclik vs.
0
durgunfoton
(31.12.21)
Ya bu çekilişlerde zaten sikko sikko hediyeler alınmaz mi bana klasik gömlek almışlardı millete kartlik falan. küçük hediyeler alinir. millet tam hanzoymus. bir daha çekilişlere katilmazsiniz en sağlıklisi budur
0
all girls dream
(31.12.21)
Laf söyleyecek insanlar için ne aldığınızın önemli yok. Kendinizi boş yere üzmeyin. Sizi ve onları düşünmenizi hak etmiyorlar. İlk iş yerimdeki yılbaşı hediyeleşmesi geldi aklıma, o zaman çok üzülüp utanmıştım ama on sene sonra bakıyorum da esas üzülüp utanmaları gerekenler onlarmış. Bir senelik işsizlik sonrası işe yeni başlamıştım ve bir ay sonra yılbaşı çekilişi yapılmıştı. Kitap almayı düşünmüştüm ama az olur diye uyarmışlardı:)) Bütçem kısıtlı olduğu için dolanıp en sonunda mangodan hırka almıştım. Fişini de poşette unutmuşum. Yılbaşından sonraki bir sabah fişi masamda buldum:))) şimdi düşünüyorum da bunu yaptığında bana kendimi kötü hissetirmekten başka eline hiçbir şey geçmedi. Sadece kötü birine denk gelmiştim. İş hayatında her tipten insanla muhattap olunuyor. Değmeyecek insanlar için üzmeyin kendinizi. Benim gibi on sene sonra anar geçersiniz:)
0
boyalı kuş
(31.12.21)
(7)

2022 yılı içinde türkiye'de güzel bir şeyler olma şansı nedir sizce

ayseee
her anlamda ekonomi, hukuk,spor, eğlence vb. 2022 yılı içinde türkiye'de güzel bir şeyler olma şansı nedir sizce?
her anlamda ekonomi, hukuk,spor, eğlence vb. 2022 yılı içinde türkiye'de güzel bir şeyler olma şansı nedir sizce?
0
ayseee
(29.12.21)
İşallah Covid belası biterse güzel şeyler olma şansını yüksek görüyorum. Geçtiğimiz yaz biz evde otururken yabancıların tatil yapmasına bayağı ayar olmuştum. Maskeler çıkmadan güzel şeyler oluyor demem.
0
dissendium
(29.12.21)
sıfıra yakın. yine de iyi dileklerimizi dileyelim, bilet almadan piyango kazanmayı dilemek gibi ama napalım.
0
gabe h coud
(29.12.21)
Erken secim olursa belki
0
stavro
(29.12.21)
ortadogu ortalamasi genelde dunya ortalamasinin altinda kaldigi icin ve dunyanin genelinde de durum pek parlak olmadigi icin oldukca dusuk bir ihtimal.
0
cooperr
(29.12.21)
%100. Böyle çok kapsamlı bir konuya başka bir yanıt verilemez bence. 1 yıl içinde, koskoca bir ülkede güzel bir şeyler elbette olacak ancak ne olacak ya da ömrü ne kadar olacak o bilinmez.
0
j r r tolkien hayrani
(29.12.21)
bülent ersoy gibi düşünüyorum.... sdsfsgd

www.instagram.com
0
rose parks
(29.12.21)
j r r tolkien hayrani +1

durumlara "öldük, bittik" diye bakmanın anlamı yok, biraz çocukça bir bakış açısı bu.
ülkelerin de, dünyanın da bazı süreçleri olur.
her şey ekonomi değil, ekonomisi iyi olan ülkelerde de başka sorunlar oluyor, onlar da onları çözmeye çalışıyor.

her şey gibi bu da bir süreç, öyle ya da böyle bir şekilde geçecek.
geçmişte de oldu, geçti, yine olacak, yine geçecek.
hayatta hiçbir şey aynı kalmaz, lineer bir düzlemde yaşamıyoruz.
yani bir şeyler değişsin istiyorsak, değişimin sancılarını da yaşamak zorundayız.
önemli olan bu zamanlarda manevi olarak kafayı suyun üzerinde tutabilmek.
0
blatta hiberna
(30.12.21)
(12)

Hangi orta sehpa?

gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
İkea mı? https://www.ikea.com.tr/urun-katalogu/oturma-odalari/sehpalar/80449901/lack-sehpa.aspx?recommended_by=dynamic&recommended_code=394f13bd40dd445f99841f276dd46b91Yoksa bu tarz masif olan mı? https://www.google.com/search?q=kelebek+cosso+sehpa&oq=kelebek+cosso&aqs=chrome.0.69i59j69i60j69i57j0i5
İkea mı? www.ikea.com.tr

Yoksa bu tarz masif olan mı? www.google.com

İkea nınki çok mu dandiktir alan var mı hiç acaba aramızda? Teşekkürler.

Bir de İkea hemen teslim ediyor diğerleri 45 güne kadar bekleme süresi diyor.
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(29.12.21)
hemen hepsi suntadan yapılma yani kalite farkı yok gibi, al ikea geç benimki yıllara meydan okuyor.
0
Big bada bum bum
(29.12.21)
Aynısını kullanıyorum, çok memnunum. Hem sade ve şık hem de kullanışlı.
0
art pepper
(29.12.21)
@big bada

Ikea'nin kalitesi oda kapilari gibi mi? İçi boş, mukavva karton gibi yani, üstüne cep telefonun elinden düşse delip geçer mi sehpayı? :D
0
🌸gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(29.12.21)
Oda kapisi kadar saglam olsa bu kadar ucuz olmaz. Ama hayir delip gecmez. Hatta yumruk atarak da kiramazsin
0
floydian
(29.12.21)
İkea sehpasının içi boş, alt üst 3 mm (ya da 4) arası kraft petek dolgu. Kelebek modeli ise görüldüğü kadarıyla 25-30 mm sunta ya da mdf.

Dayanım açısından kelebek daha dayanıklıdır ama sehpa olarak ikisi de görevini yerine getirir.
0
John Bloor
(29.12.21)
Ikea sehpasi iyi gozukuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(29.12.21)
IKEA Sehpası tasarım olarak aşırı kötü bence. Biraz daha şık bir şeyler daha iyi olur.

Kalitesini çok fazla yorumlamayacağım. Fiyatına göre iyi. Ancak bu sehpalar aşırı hafif ve dokununca uçan cinsten. Kırılır mı? Kırılmaz. Bende bunun ufak boyutlu olanından var (kare olandan) Hala sapasağlam duruyor.
0
himmet dayi
(29.12.21)
LACK serisi IKEA'nın en hesaplı sehpaları. Gerçekten yüksek bir kalite hissiyatı yok.
Ancak alternatif olarak linkini verdiğiniz Kelebek sehpa da bence tasarım olarak iyi değil ve hatta üst parça kaplamaları 6 ayda açılmaya başlayacakmış hissi veriyor fotoğrafa bakınca.
Fiyat performans olarak kesinlikle IKEA.
0
burfak
(29.12.21)
Geçen aylarda ikea’dan linkteki masayı aldım. Öncesinde de bu modelin kare olanını kullanmıştım. Bence fiyat performans ürünü. Hem de sade. Diğeri böyle güzel olmaya çalışmış da becerememişler gibi yamuk yumuk bir şey.
0
ruhen hastayim ben
(29.12.21)
İkea'nınki bana da çok kaba geldi. Salonun büyüklüğü ve geri kalan eşyaların tarzı da önemli. Küçükse orta sehpa alma fikri sorgulanabilir :)
0
curious mind
(29.12.21)
İkea’nın bu sehpaları epey dandik. Kelebek nedir bilmiyorum.
0
velvetmorning
(29.12.21)
Ikea koyu renk olanı inanılmaz leke ve çizik bırakıyor. Evinizin tarzına uyarsa yine ikea nın şu modelini images.app.goo.gl öneririm. Televizyon sehpası modelini kullanıyorum ben. Yıllardır taş gibi ve bence daha estetik duruyor. Ahşap gerçek olmadığı sürece çok manasız.
0
dırırırım
(30.12.21)
(7)

sendikaya üye olsam hayatımda ne değişir?

floydian
beyaz yaka çalışan biri olarak sendikaya üye olsam(hangisine tabii o ayrı soru) bana ne potansiyel faydası olur? siz üye misiniz?
beyaz yaka çalışan biri olarak sendikaya üye olsam(hangisine tabii o ayrı soru) bana ne potansiyel faydası olur?

siz üye misiniz?
0
floydian
(29.12.21)
bende hep merak etmişimdir, mavi yaka için faydalı olmalı geçenlerde metal-sen bulunduğum bölgeyi gösteri, müzik, slogan vs haftalarca boğdu işçiler haklarını alıp hallettiler sonunda ama beyaz yaka da hiç karşılaşmadım.
0
babafingo
(29.12.21)
Hicbir sey degismez, sadece aidat adi altinda cebinden ekstra para cikar. Turkiyede dogru duzgun sendikalasma diye bisey yok, var olan sendikalar hep iktidara yanlamis vaziyette.
0
j r r tolkien hayrani
(29.12.21)
İlgili sendikanın çalıştığınız şirkette yaptırım gücü olmaz ise, yani şirketinizde örgütlenememiş ise @jrrth +1

sendikanın örgütlenebildiği iş yerlerinde işçilerin haklarını koruduğuna çoğu kez şahit oldum. Tabii bu sendikasına göre de değişiyor. Hükumete yakın sendikalardan pek bir halt olmuyor ama işini hakkıyla yapanlar da yok değil.

Örneğin önceki çalıştığım şirkette insan kaynakları, pandemi nedeniyle yaşanan üretim duruşlarını (tüm gün üretim kapatma gibi) çalışanların yıllık izinlerinden düşmek istedi. Normalde pandemiye özel olarak bu hakkı tanıdı hükumet işverenlere. Ancak iş yerindeki sendika duruma itiraz etti, çalışanlar örgütlendi ve ik'nın kararını protesto edip kararın geri çekilmesini sağladılar. beyaz yakalar sendikaya üye olmadığı için beyaz yakaların yıllık izinlerinden düşüldü iş yerindeki kapanmalar :)
0
himmet dayi
(29.12.21)
Çok bir şey değişmiyor.
Çalışanların düşündüğü en temel şey olan,
-maaşım biraz daha yüksek olsun arzusunu hukiki yollardan yerine getirmeye çalışan kurumlardır.
Yine ayrıca avukatları aracılığı ile çalışanın haklarını korumayı sağlamaya çalışırlar. Ama sanki bundan pek bahsetmiyolar.

İşinize uygun olan sendika kolunu edevletten seçerek yine hükümet yetkililerinin muhatap alacağı sendikaya üye olmak gerekiyor ki toplu iş sözleşmelerinde bir manası olsun.
Her ay üyelik aidatı kesilir.
(Bazıları toplu iş sözleşmesine kadar hiç aidat almayadabilir ya da standart alacağı aidat daha aşağı da olabilir)
İstediğiniz an da istifa edebilirsiniz.

Toplu iş sözleşmelerine yakın zamanda yetkili olacak sendikaya üye olmak yararlı olacaktır.

Ayrıntısı uzun.
0
Erva
(29.12.21)
Bir kişinin katılmasıyla çok bir şey değişmez ama katılım artıp sendika güçlendikçe tis hakkı olmasa bile işyerinde işverene karşı somit bir güç oluşur. Örgütlenmek iyidir çünkü sadece siz örgütlenince kısa vadede bir getirisi olmasa bile örgütlenme olmazsa sürekli götürüsü, örgütlenme olursa ise komple getirisi olur. O yüzden bu mesele biraz sınıf bilinci ile alakalı. Kısa vadeli çıkarlar yerine nesnel değişimin hangi dinamiklerle geldiği, doğru strateji ve ilişkilerin nerede olduğunu bilip ona göre davranma işi. Tabi ki değişim hem sizin hem de sendika için karar alma süreçleri ve organlara aktif katılımla başlar. Salt üye olup aidat verip hiçbir şeye karışmamak konformizm ve anti demokratik bir bürokrasi üretirken organlarda ve süreçlerde görev almak dinamik, etkili ve demokratik bir sendika sağlar. Bkz. Mensevik parti üyeliği vs. Bolşevik parti üyeliği.
0
prole
(29.12.21)
en güzel örneğini geçen sene özel okul öğretmenleri birlik sendikası'nda örgütlenerek gösterdi. doğa koleji gibi yerlerden haklarını aldılar.
0
patronaj1
(29.12.21)
Maalesef ülkemizde işçi denince akla sadece mavi yakalı geliyor. İşçi hakları da onların haklarıymış gibi düşünülüyor. Çünkü bizde "işçi" kelimesi acıtasyon ve romantizm için kullanılır.

Aynı fabrikada çalışan torna ustası sendikalı, ama finans çalışanı değil. Çünkü finans çalışanı kendini işçiden saymıyor. O yüzden usta akşam 5 dediğin anda şak diye işini bırakıyor. Finanscı sabaha kadar fatura kesiyor.

Çünkü beyaz yakalı çalışanlar "kariyer... başarı hikayeleri... azim... fedakarlık... işe kendini adamak..." gibi ik masallarıyla çok güzel uyutuluyor.

Oysa bir iş yerinde işveren dışında ücret karşılığı çalışan herkes işçidir. İsterse sıfatın genel müdür olsun. O da işçi.

Ama işte bu algı yüzünden, hatta kendine işçi olmayı yakıştıramadığı için, sendikaya üye olan beyaz yaka sayısı az.

Bu yüzden maalesef beyaz yaka çalışanlar için sendikalar bir avantaj sunamıyor. Diğer arkadaşların da belirttiği gibi, sendikanın gücü iş yerindeki üye sayısı arttıkça artar.

Oysa maalesef en çok sömürülen işçiler beyaz yakalı işçiler. (Bak beyaz yakalı işçiler deyince bile yadırgıyorsun :)

Mesela AB ülkelerinde hemen her iş kolunun sendikası vardır.

Ayrıca beyaz yaka iş kültüründe maalesef "rekabet" teşvik edildiği için, yurdumun beyaz yakalısı da bu tuzağa düştüğü için birbirlerinin kuyusunu da kazarlar.
0
anten
(29.12.21)
(5)

CV'de deneyimler ben dili ile mi yazılır yoksa 3.tekil kişi ile mi?

The colors of my sea perfect color me
Dün arkadaşımla bu konuda ayrı düştük. O 3.tekil ile yazmıştı. Misal:"X işlerinin yapılması, sahaya çıkılması, verilerin sisteme yüklenmesi ve analizi."Ben ise şöyle yazmıştım:"X işlerini yapıyor, sahaya çıkıyordum. Verileri sisteme yükleyip bu verilerin analizini yapmaktan sorumluydum."Hangi şekild
Dün arkadaşımla bu konuda ayrı düştük. O 3.tekil ile yazmıştı. Misal:

"X işlerinin yapılması, sahaya çıkılması, verilerin sisteme yüklenmesi ve analizi."

Ben ise şöyle yazmıştım:

"X işlerini yapıyor, sahaya çıkıyordum. Verileri sisteme yükleyip bu verilerin analizini yapmaktan sorumluydum."

Hangi şekilde yazılır?
0
The colors of my sea perfect color me
(26.12.21)
Bir IK'cı ile görüşmemde birinci tekil şahıstan kendi yaptıklarını yaz, anlat diye geri bildirim almıştım. Benim durumumda "Yaptık, geliştirdik, vb." gibi çoğul ifadeler vardı. "Biz senin deneyiminle ilgileniyoruz, sonuçta bunların ekip çalışması olduğunun farkındayız" demişti. Şahsen birinci tekil şahıs daha iyi duruyor diye düşünüyorum.
0
salihdt
(26.12.21)
3. tekil kişi. çoğu ik bu şekilde öneriyor.
0
pide
(26.12.21)
Bende ilk verdiğin örnekteki gibi yazıyor. Cümleler değil maddeler şeklinde.

Ama anlatırken “biz şunu yaptık” diye değil “ben bunu yaptım” şeklinde anlatman gerekiyor.
0
zimbirik
(26.12.21)
Valla bende de ilk durumdaki gibi yaziyor. CV zaten benim cv oldugu icin oradaki seyler zaten benim yaptigim seylerdir, hal boyleyken gidip tekrar tekrar onu belirtmek de bana anlamsiz geldigi icin daha cok isleri on plana cikaran yazim bana daha mantikli geliyor.
0
j r r tolkien hayrani
(26.12.21)
Yaptım ettim ön yazıya, motivasyon mektubuna yazılır. İş tecrübelerindeki görev sorumlulukları bullet point olarak yaz ki kısa ve öz olsun. Bullet point kullandığında yaptım ettim kullanmak hoş görünmediği için yapılması, edilmesi, yapmak, etmek şeklinde belirtmek yeterlidir.

Ön yazı ya da motivasyon mektubunu ise düz yazı olarak yazdığın için yaptım ettim kullanabilirsin.
0
Bruce
(27.12.21)
(13)

Kış soğuklarında bira içiyor musunuz

aslil
Canim çok istiyor son zamanlarda ama kışın pek alışık değilim. Siz ne içiyorsunuz.
Canim çok istiyor son zamanlarda ama kışın pek alışık değilim. Siz ne içiyorsunuz.
0
aslil
(25.12.21)
Sıcak çikolata
0
dissendium
(25.12.21)
İçiyorum, içiyoruz :D
0
lüzumsuz adam
(25.12.21)
1.5 litrelik ucuz kırmızı şaraplardan (evin, dimitri, akdeniz incisi vs) ve cappy vişne suyu alarak o an içeceğin kadar miktarda bir cezvede kendine sıcak şarap hazırlayabilirsin

Her akşam 1 büyük kupa içsen bir haftada biter, bu sürede dolapta bekleyen şarap da bozulmaz

Tatlandırma çeşnilendirme kısmı sana kalmış, tarçın, karanfil, yarım dilim kabuğu ile birlikte portakal vs damak zevkine göre
0
freebird5406_2
(25.12.21)
Valla alkolun mevsimi yok bende, hele biranin hic yok. Her daim icilirler.
0
j r r tolkien hayrani
(25.12.21)
biranin mevsimi yok+1 evde bi ton icki cesidi var duzenli olarak bira tuketmeye devam ediyorum :(
0
ala09
(25.12.21)
Kış aylarında şarap içebiliyorum sadece :(
0
Corpsebridee
(25.12.21)
Ben her mevsim dizi, şarap, çerez yapabilirim.

Ama kışın bir de loş ışık, müzik, battaniye, sıcak şarap zevkimiz var. Yapması çok zor değil, ayrıca çok güzel uyku getiriyor. Tariflere bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(25.12.21)
İçiyorum ama yaz gibi olmuyor. Bira= yaz
0
oyokbuyoknevar
(25.12.21)
Beyaz şaraptan devam ama kışın kırmızı içilir. Hele bir de yanan ateş varsa off.
0
msb
(25.12.21)
Nerdeyse her gün içiyorum
0
sta
(25.12.21)
su dışında hiçbir şey içesim yok. artık mevsimden mi benden mi kaynaklı bilemiyorum.
0
erenderk
(26.12.21)
remy martin içiyorum. fransız konyağı. kışın soğuklara birebir. fiyatı biraz tuzlu ama tadı çok hoş. şiddetle önerilir.
0
stavroqin
(26.12.21)
Frankfurt ve Münih'e gittiğimde içiyorum. İstanbul'da daha çok şarap.
0
gabe h coud
(26.12.21)
(7)

Filmlerde Görülen Çantadaki Parayı Sayma Olayı

Zaman Tamircisi
Bazı filmlerde görmüşsünüzdür adama mesela bi çanta para getiriyolar atıyorum çantada 100 bin dolar olması gerekiyor adam çantayı açıyor bi desteye bakıyor tamam deyip çantayı kapatıyor. Bunun gerçek hayatta bi karşılığı var mı? Yani bi çanta içindeki bi desteye bakınca o çantadaki toplam miktar hes
Bazı filmlerde görmüşsünüzdür adama mesela bi çanta para getiriyolar atıyorum çantada 100 bin dolar olması gerekiyor adam çantayı açıyor bi desteye bakıyor tamam deyip çantayı kapatıyor. Bunun gerçek hayatta bi karşılığı var mı? Yani bi çanta içindeki bi desteye bakınca o çantadaki toplam miktar hesaplanabiliyor mu öyle göz kararı? Hadi bond çanta olsa destedeki parayla sıralanmış deste sayısını hesaplıyor diyecem ama adama spor çantayla karışık desteker geliyor onu da saymıyorlar.
0
Zaman Tamircisi
(25.12.21)
Valla orada bence olay miktarindan ziyade icinde para olup olmamasi ile alakalidir. Atiyorum adam gidip kagit koyabilir ya da baska bisey onun icin acip bi bakiyorlardir. Sayma islemi sonradan oluyordur, eksik gedik varsa zaten onun halledilme yontemi de ayridir.

Ayni olay mesela mallar icin de var. Adamlar mali aldiklarinda sadece bir kismina bakip gidiyorlar oturup tartiyla tam X kilo diye saymiyorlar.
0
j r r tolkien hayrani
(25.12.21)
abi gangster filminde çantayı yere döküp himmet abey gibi seğizbindoğuzyüzgırhbeş seğizbindoğuzyüzgırhaltı seğizbindoğuzyüzgırhyedi diye para sayma sahnesi mi çekselerdi?

gerçek hayatta öyle spor çantayla filmlerdeki gibi milyon dolar transferi yapıldığını pek sanmıyorum. daha derli toplu geliyordur. işte kayıtsız parayı ayakkabı kutularında gördük, yanından da para sayma makinesi çıktı. demek ki sayıyorlar ama öyle kriminal bi ortamm yok. gayet toplantı masasında çay kahve içerken elemanın biri sayıyordur.
0
kibritsuyu
(25.12.21)
Kibritsuyu hocam gerçek hayatta karşılığı var mı derken gerçekte böyle şeyler oluyor mu diye sormadım aslında. Yani gerçekte böyle bi hesaplama tekniği var mı diye sormak istedim. Misal bi destedeki banknot sayısı bellidir adam kaç deste olduğunu tahmin edip e tamam burada 100 bin dolar vardır diyor mudur gibi.

Tolkien hocam dediğin olabilir para mı kağıt mı var ona bakıyor da olabilir.
0
🌸Zaman Tamircisi
(25.12.21)
bir destede 100 banknot olur. bir deste 100 dolar 10.000 yapar. yani beklenti 100.000 ise, çantada da 10 desteyi gözle sayabiliyorsan hesaplarsın. ama diyorsun ki spor çanta dolusu karışık para. alıcı rain man değilse bakarak mümkün değil hesaplayamaz. ya da koluyla tartıp kaç para olduğunu bilemez. orası filmin şakası artık.
0
kibritsuyu
(25.12.21)
Yillarin depocusuyum, sayma imkani yoksa tartarsin. En fazla 3 deste eksik fazla cikar.
Bu tarz kagit naylon gibi ugrastirici seyleri kimse saymaz.

Filmlerde adam saymiyor parayi getirdiysen tamam diyor.
Eksik cikarsa zaten kavga sonradan cikar.
0
divit
(25.12.21)
Aynen hocam sayılmıyormuş, yıllarca boşuna kafa yormuşum buna.
0
🌸Zaman Tamircisi
(25.12.21)
64.media.tumblr.com

Şaka bir yana parayla çok fazla içli dışlı olan insanlar belirli bir tecrübeden sonra bi bakmayla yaklaşık olarak biliyorlar.

Mesela tecrübeli bir bankacıya poşetle para götürünce şöyle bir destelere bakarak yaklaşık parayı bilir.

Tabi ki gangsta aleminde böyle tecrübeli adamlar olmaz, ama filmlerde işlenilen konulara şu açıdan bakabiliriz;

parayı getiren de malı getiren de birbirine güveniyor, sürekli çalışıyorlar. Biri malı tartmıyor diğeri parayı saymıyor. Birisi kazık atarsa sonradan kan gövdeyi götürecek zaten.
0
John Bloor
(25.12.21)
(5)

Babam ve kayınpederde gördüğüm bir tespit

psmstc
Eşlerini, çocuklarını bep psikolojik şiddet yoluyla belli konularda sindirmişler. Dayak vs. çocuk terbiyesi harici asla yok. Fakat uzun uzun küsme, konuşmama, yer yer ses yükseltme, ufak tefek ezme ile ailede otoriteyi sağlamışlar. Bunlara göre ailede otorite babadır klasik anlayışını bir kenara koy
Eşlerini, çocuklarını bep psikolojik şiddet yoluyla belli konularda sindirmişler. Dayak vs. çocuk terbiyesi harici asla yok. Fakat uzun uzun küsme, konuşmama, yer yer ses yükseltme, ufak tefek ezme ile ailede otoriteyi sağlamışlar.

Bunlara göre ailede otorite babadır klasik anlayışını bir kenara koyarak,

Sizce ailede meşru bir otorite veya karizmatik liderlik olmalı mı? Kadın ya da erkek; ailenin sağlığı, refahı için gerekli gördüğü noktalarda eşini, çocuğunu ikna etmekte, bir işi yaptırmakta zorlanıyor, ve sözünü dinletemiyorsa (karizmatik liderlikten yoksunsa) ne yapmalıdır?
0
psmstc
(25.12.21)
>> Sizce ailede meşru bir otorite veya karizmatik liderlik olmalı mı?

Valla olmalı / olmamalı sorusu çok anlamlı değil bence. Çünkü insan bir sürü hayvanı, sürünün olduğu yerde de hiyeraşi olur. Balıklarda bile var.

Yani doğa canlıları böyle evrimleştirdiyse bir sebebi vardır diyorum, o yüzden bana olması mantıklı geliyor. Zaten "olmasın" desen ne olacak ki? Değiştirmek imkansız değilse bile çok zor, bir de doğal süreci yapay müdahalelerle değiştirmeye kalkarsan bozarsın yüksek ihtimal. Bir süre sonra olması gerektiği hale döner her türlü, arada bozulanlar zarar gördüğüyle kalır.

>> Sözünü dinletemiyorsa ne yapsın?

Sözünü %100 dinletmek zorunda değil. Yani nasıl bazı noktalarda müdahale etmesi faydalıysa (uyuşturucu bağımlısı olan çocuğu zorla tedaviye göndermek gibi), bazı durumlarda da çocuğun isyan edip söz dinlememesi faydalı, çünkü birey olarak kendi kararını vermeyi öğreniyor.

Dolayısıyla bir şey yapmasın, önemli bir şey olsa ikna edebiliyor olurdu zaten. Edemiyorsa demek ki edememesi gerekiyormuş. Çocuğun kendi kararını kendisi verip, ardından zarar görmesi de faydalı bir süreç. Kalıcı bir sakatlığa falan yol açmıyorsa paniğe lüzum yok bence.

Milyon yıllık evrim, on binlerce yılda oluşmuş kültürel süreçlerden bahsediyoruz. İnsan 3 kuruşluk aklıyla bu kadar büyük tecrübeyi küçümsememeli bence. Geleneğe saygı mühim.
0
plutongezegendegilmi
(25.12.21)
Valla bu olay cok karmasik bir konu bence. Karmasik cunku cevap sadece aile ile sinirli olacak bisey degil. Aile dedigin sey aslinda bir toplumun en temel birimlerinden biri oldugu icin aileyi toplumdan ayiramazsin. Toplum ise oyle ya da boyle bireylerin yasamini duzenledigi icin onemli. Toplumu etkileyen seyler ise din, ekonomi, kultur vs gibi seyler oldugu icin onlarin da neredeyse her sey uzerinde etkisi var. Dolayisiyla bu saydigim tum seyler aslinda aile yasamini etkiliyor.

Mesela bizim toplumu ele alip, en distan baslayalim. Nedir bunlar? Din, ekonomi ve kultur. Baskin olan din ve kultur bireyselligi ve ozgurlugu oldukca kisitlayici sekilde. Dolayisiyla bu da toplumdaki durumu ve genel yasayis bicimini etkiliyor, ekonomi de simdilik kotu oldugu icin bu da oldukca kisitlayici bir duruma sebebiyet veriyor. Simdi bunlarin aile uzerindeki etkilerine bakalim. Din ve kultur ortada bir hiyerarsiyi olusturuyor, hadi diyelim ailedekiler dinlere inanmiyor. Bu durumda ise kulturel sebepten dolayi yine bir hiyerarsi/otorite figuru kendini gosterir. Hadi diyelim aile gelenekselci degil bu durumda ise ekonomi ailedeki iliskileri etkiliyor. Eger ailede kazanan tek kisi babaysa bu durumda ona karsi bir bagimlilik olusuyor. O bagimlilik da bir gucu beraberinde getiriyor vs.

Bunlari neden anlattim cunku ailede mesru bir otorite olmali ya da olmamali sorusunun cevabini toplumdan ayri olarak veremezsin. Bana gore ailede otorite falan olmamali ancak bunu saglayabilmek icin oncelikle toplumda bu durumu/anlayisi gelistirmelisin. Diger turlusu kalici sonuc vermez.

Bunun disinda bir de aile kavrami onemli. Misal bizde aile sadece cekirdek aile degil ancak hadi bunu goz ardi edip cekirdek aile kavrami uzerinden gidersek(anne,baba ve cocuklar) bu durumda olay kisiler arasindaki iliskilere bagli. Anne ve baba iliskisinde otorite ya da baskin figur olmamali diyebiliriz ancak en ideal durumda bile ebeveynler ve cocuklar arasindaki iliskide otoriteyi tamamiyla yok edemezsin. Cunku cocuklarin belli bir yasa kadar bakimlarinin ve ihtiyaclarinin giderilmesi gerekiyor. Direkt soz hakkini da cocuklara veremezsin belli yasa kadar cunku duzgun karar verme becerileri vs yok.

Belli bir yastan sonra ise(atiyorum 15 ya da 18 olsun) cocuklar tum kararlarini kendileri verebilecek duzeye gelebilir ancak bu durumda ekonomik olay ne olacak? Bence ideal bir toplumda cocuk bu yastan sonra kendi parasini da kendi kazanmaya baslayip aileye ekonomik bagliligi bitirmeli ancak bu her toplumda olan bir yaklasim mi? Degil dolayisyla onun etkileri de bisekilde devam ediyor.

Neyse, sanirim bayagi uzun oldu yine. Kisaca ozetlemek gerekirse ailede herkes kendi kararlarini kendi verebilecek yasta ve yeterlilikteyse otorite figuru olmamali.
0
j r r tolkien hayrani
(25.12.21)
otorite değil, saygı duyulan liderlik olabilir. ben babama, dedeme, anneme saygı duyarak yetiştim, bu saygı da korkudan değil onların başarısını gördüğüm için zamanla oluştu. yine de onların dediği şeylerin %15-20'sini yapmamışımdır hayatımda. onlar da iyi ki zamanında bizi dinlememişsin vs vs diyorlar zaten. yani en kral otoriter bile olsan dediklerinin tamamı yapılmayacak, bu da dünyanın en doğal şeyi.
0
roket adam
(25.12.21)
onların zamanı için olabilir bir durummuş (doğru olup olmadığı ayrı konu). günümüzde bunu uygulamaya çalışsan kadınlar boşanma davası ile gelir. kimse kimsenin kendisini sindirmesine/ezmesine otorite adı altında izin vermiyor artık. aman evliliğim devam etsin de hor görüleyim diyen yok.
0
deartheodosia
(26.12.21)
Bütün dünyada Y ve Z nesilleri olarak neredeyse hepimizin derdi bu. Şanslı bir azınlık haricinde hepimizin ebeveynleri öyle ya da böyle, çeşitli seviyelerde bunu yaptı/yapmaya devam ediyor. Ne yaptığının çoğu zaman farkında bile olduklarını düşünmüyorum, onlar da kendi babalarından gelen alışkanlıkları refleks olarak sürdürüyorlar. Özellikle orta doğu ve asya coğrafyasında tüm milletlerin gençleri konuştuğu zaman aynı şikayetleri duyuyoruz. (batı'da aile baskısı yok değil, sadece uygulama şekli farklı. Orta doğulu biri ailesinden şikayet ettiği zaman bire bir aynı şeyi görüyorum.)

Karizmatik liderlik demek her istediğini istediği zaman zorla veya manipülasyonla yaptırmak demek değil ki. Çocuğunun ihtiyaçlarını ve isteklerini sözel, psikolojik, beden dili, gelecek, durum analizi gibi çeşitli seviyelerde gözlemleyip, hatalar yapmasına izin vererek hayatı öğrenmesini sağlarken daha üst seviyede korumacı olarak rahatsız etmeden akranlarının gerisinde kalmadan geliştmesine yardımcı olmakla ilgili. X nesli konuşmayı ve iletişim kurmayı bilmediği için "bence en iyi bu, ıh, ha, otur yap" gibi mağara adamından hallice iletişim kurmaya çalıştıkları için çatışmalar yaşanıyor.

Meşru bir lider olmalı mıdır derken, ebeveynlik(eğer tek ebeveyn değilse) zaten takım işi. Tek bir kişinin liderliği demek = otokrasi. Tek adamcılıkla iyi aile yetiştirmek yüzde 80 başarısız olur, başaran için de ailesi için de çok yorucu oluyor çünkü biraz bala göte tutuyor o işler.
0
r_u_h
(28.12.21)
(18)

250 gr paket filtre kahveyi kaç günde bitiriyorsunuz ?

dodonene
durum analizi yapmak için merak ediyorum.
durum analizi yapmak için merak ediyorum.
0
dodonene
(24.12.21)
Tam olarak 1 ay.
Kahveyle çok seviyeli bir ilişkim var.
0
Amaranta ursula
(24.12.21)
15-20 gün.
0
Bruce
(24.12.21)
20 gün kadar gidiyor. İki kişiyiz. Ama bizde haftaici sadece akşamları iki fincan demleniyor.
0
fraise
(24.12.21)
Tek başıma içersem ortalama 1 ay gidiyor.
0
her seye atarlanan adam
(24.12.21)
Günde 1 mug = 8 gr.

250 gr / 8 gr = 1 Ay
0
Mirket
(24.12.21)
5-6 gün. Iki kisi.
0
logisticsmanager
(24.12.21)
Tek başıma bir haftalık süreyle sanırım sorun bende. 2 yemek kaşığı kahve koyuyorum, günde ortalama 3 kupa içiyorum.
0
akhenaten
(24.12.21)
İki kişi, bir hafta. Ayda ortalama bir kilo çekirdek kahve tüketiyoruz.
0
kobuzchu kiz
(24.12.21)
günde 27 gr. 9-10 günde bitiyor. oha ya :(
0
bruges
(24.12.21)
1 ay
0
hayirsiz
(24.12.21)
Teoride 20-25 gün olması lazım ama daha az gidiyor sanki. Her gün tek ölçek (10-12gr) filtre kahve yapıyorum.
0
nhk ni youkosu
(25.12.21)
Valla direkt kac gunde bitiriyorsunuz sorusu cok da saglikli sonuc vermez gibi. Niye oyle dedim? Cunku ben 250 gr kahveyi ortalama bir ayda bitiriyorum ancak sadece hafta sonu yaparak bir ayda bitirebiliyorum. Yani gercek gun hesabiyla 8 gun falan oluyor ancak toplam gun itibariyle ise 30 gun yapiyor. Simdi 8 gun mu dogru cevap yoksa 30 gun mu bilemedim.
0
j r r tolkien hayrani
(25.12.21)
her gun 30 gram kahve ve 500ml su
1 hafta nerdeyse
0
try again fail again fail better
(25.12.21)
kupa için 20 gr ve günde 1 kupa
0
Goldstein
(25.12.21)
ofise çok gidersem 3 ay, genelde evdeysem 1.5 ay içinde bitiyor.
0
golgi aygıtı
(25.12.21)
Her gün 20 gr v60 için nitelikli çekirdek
Haftada 2 3 gün 10'ar gramdan elimde olan cekirdeklerden biri ya da 2 çekirdek harman yapıyorum Türk kahvesi için

Bazı zamanlarda elimde omni kavrum varsa moka potta da 16 gr kadar kullanıyorum, o gün v60 es geçiyorum

2 günde 1 de 50 gr fiyat/performans çekirdek cold brew için. Bunu kilogramlık paketlerde alıyorum 6 hafta falan gidiyor ara verdiğim günler oluyor vs.

250 gr 10-12 gün anca yetiyor

Hangi yöntemle demleyeceksiniz, içme sıklığınız ne olacak bunlara göre değişir. Arkadasim filtre kahve makinasinda 10 gr kullanırken ben v60'ta 20 gr kahve 300 ml su kullanıyorum mesela, bazen çekirdeğe göre 15 gr kahve 240 ml su 1/16 yapıyorum
0
sen de git sen de unut
(25.12.21)
2 kişi her gün birer kupa içiyoruz genelde, 10-11 günde bitiyor.
0
oldtimer
(25.12.21)
2 kişi aylık tüketimimiz 500-600 gr.
0
orpheus
(25.12.21)
(9)

Yüzey temizleyici

sanguine
Evde yerleri silerken kovaya ne koyuyorsunuz?Ben mintaxın dandik kokulu bir yüzey temizleyicisini koyuyorum ve kesinlikle temizlemiyor artık eminim. Ne kullanmalı? Hem temiz koksun hem gerçekten temizlensin. Evin salonu ve odası parke geri kalanı fayans bu arada.
Evde yerleri silerken kovaya ne koyuyorsunuz?

Ben mintaxın dandik kokulu bir yüzey temizleyicisini koyuyorum ve kesinlikle temizlemiyor artık eminim. Ne kullanmalı? Hem temiz koksun hem gerçekten temizlensin. Evin salonu ve odası parke geri kalanı fayans bu arada.
0
sanguine
(24.12.21)
Sıvı arap sabunu
0
esin
(24.12.21)
Valla ben yüzey temizleyicilerin pek de temizlemedğini, sadece kısa süreli parfüm sunduğunu düşünüyorum. O yüzden son birkaç yıldır sadece su kullanıyorum ya da üzerine sirke ekliyorum.
0
Amaranta ursula
(24.12.21)
Yüzey temizleme dediğimiz olay, robotun süpürmeyi ihmal ettiği tozların ıslak bir bezle alınması değil mi? Ben yüzey temizleyiciyi hoş bir koku bıraksın diye kullanıyorum.

Herhangi bir yerde bu işlemin yetersiz kalacağı ekstra bir durum varsa orada daha güçlü temizleyicilerle ekstra bir işlem gerekir tabii.
0
Mirket
(24.12.21)
www.trendyol.com Bundan almıştım , hanım çok beğendi :) Marka olarak bundan almıştım, verdiğim alışveriş linki ile alakam yok.
0
synax
(24.12.21)
Bir miktar yüzey temizleyici (cif idi sanırım) ve biraz çamaşır suyu.
0
ruhen hastayim ben
(24.12.21)
mr. muscle pembe
0
deartheodosia
(25.12.21)
çok kirli bişi varsa bi kapak çamaşır suyu. eğer yoksa sadece su. yüzey temizleyicinin para tuzağı olduğunu düşünüyorum ve alerji yapıyor
0
photo85
(25.12.21)
Deterjan dokuyorum ben biraz. Bir de bazen yumusatici, camasir suyu vs artik elime ne gecerse.
0
j r r tolkien hayrani
(25.12.21)
Arap sabunu +1
0
auroraaurora
(25.12.21)
(2)

boşanmak üzere olan iş arkadaşı

tantunisultansuleyman
merhaba ;uzun yıllardır evli olan ve geleneksel kafada diyebileceğimiz iş arkadaşımız eşinden boşanmak üzere. talep eşinden gelmiş ve geri dönüşü yok gözüküyor. ancak bu durumdan ötürü arkadaşımızın ciddi anlamda iş yeri ile bağı kesildi gibi. verilen işleri aksatıyor vs. - ki bu konu şirkette sorun
merhaba ;

uzun yıllardır evli olan ve geleneksel kafada diyebileceğimiz iş arkadaşımız eşinden boşanmak üzere. talep eşinden gelmiş ve geri dönüşü yok gözüküyor. ancak bu durumdan ötürü arkadaşımızın ciddi anlamda iş yeri ile bağı kesildi gibi. verilen işleri aksatıyor vs. - ki bu konu şirkette sorun oldu. kendisini toparlayabilmesi adına neler yapabiliriz? teşekkürler.
0
tantunisultansuleyman
(24.12.21)
Illa bişey yapmak istiyorsanız izin verin bir süre. Kafanı topla sonra gel deyin.
0
j r r tolkien hayrani
(24.12.21)
j r r +1
0
dreamnesiac
(24.12.21)
(8)

Beynim iflas etmiş gibi hissediyorum ne yapmam lazım?

namidigerkokuc
Odaklanmam gereken dersler var ama sanki artık tükenmiş gibi hissediyorum. Kafamı istediğim gibi çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım
Odaklanmam gereken dersler var ama sanki artık tükenmiş gibi hissediyorum. Kafamı istediğim gibi çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım
0
namidigerkokuc
(24.12.21)
dostum şu an hiçbir şey yapma derim. ekranları muhakkak bırak. çayını suyunu al kenara çekil.
0
comp
(24.12.21)
doktora git ilaç versin
0
gabe h coud
(24.12.21)
Hardcore spor yap. Uzun koşulara çıkıp vücudunu bir süre yor. Kendini çok daha iyi hissedeceksin.
0
crepuscular ray
(24.12.21)
ekranları muhakkak bırak+1
vaktin varsa sabahları 15dk güneşte otur/yürüyüş yap.
0
ganbatte
(24.12.21)
Valla kisa sureli gozlem mi yoksa uzun sureli gozlem mi ona gore degisir olay. Yani atiyorum beynin iflas etmis gibi oldugunu sadece bugun icin hissediyorsan ve genel bir durum degilse o zaman gidip bir uyku cekmen ya da dus alman iyi olabilir. Yok olay uzun suredir boyleyse, o vakit saglik ile ilgili olabilir doktora gitmek ise yarayabilir.
0
j r r tolkien hayrani
(24.12.21)
ara vereceksin ama gerçekten ara vereceksin. yani video müzik telefon internette gezme vs hiç bir şeyin olmadığı bir yarım saat lazım.
0
roket adam
(24.12.21)
uyku sorunun var mı? önce onu çöz. çok geç yatma ve sabah erken kalk. ve ekrana maruz bırakma kendini. hatta sabah 30 dakikalık bir açık hava yürüyüşü yapabilirsen günün geri kalanında daha dinç olursun.
0
pardus
(25.12.21)
(bkz: brain fog)

beslenmeni değiştir tahıldan uzaklaş, eti azalt, peynir yeme paketli gıda, şekerli içecek yok.

dehidrasyonu azalt, abartmana gerek yok ama günde 1-1.5 lt suyun altına düşme.

kan tahlili yaptır ve eksiklerini gider. b12, d vitamini, magnezyum ve omega 3 bunları düzenli kullan.

kaliteli bir probiyotiği en az 3 ay kullan.

haftada 3 defa min 45 dakika yüksek tempolu bir spor yap.

uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu gibi uyku kaliteni düşüren bir etken var mı bunu araştır.
0
orpheus
(25.12.21)
(8)

Ders çalışmayı başaramıyorum neden?

top_secret
1- Ben asla ders çalışamıyorum. Kitapları alıyorum ama sonrasında kapağını açmıyorum. Bir sürü de bahanem oluyor. Çalışmam gereken ders hayatımı değiştirecek beni rahat ettirecek durumları sağlayacak. (örneğin görevde yükselme veya kpss) Ama bir türlü olmuyor. Sıfır çalışma ile girdiğimde hep 50-60
1- Ben asla ders çalışamıyorum. Kitapları alıyorum ama sonrasında kapağını açmıyorum. Bir sürü de bahanem oluyor. Çalışmam gereken ders hayatımı değiştirecek beni rahat ettirecek durumları sağlayacak. (örneğin görevde yükselme veya kpss) Ama bir türlü olmuyor. Sıfır çalışma ile girdiğimde hep 50-60 lı puanlar alıyorum. Çalışsam 80-90 gelir diyorum ama çalışamıyorum.

İşten eve gelince yatağın içine girip TV izliyor bilgisayar oynuyor yada tavanı izliyorum. Düzenli ders çalışanlara çok imreniyorum

Ne yapmalıyım?

2- Üstümde saçma bir duygusallık var. Yani bir insanın yada bir arkadaşımın başına bişey gelse üzülmem ama çöpe atılmış peluş bir ayıcık görsem oturur ağlarım.

Bu normal mi? Acaba bir sorunum mu var?
0
top_secret
(24.12.21)
Çoğu insanın yaşadığı şeyler bence. Hele de bizim ülkemizde.

Benim de çalışasım gelmiyor, bir şeyler üretesim gelmiyor. Ne için diyorum? Fakirliğimize çalışıyoruz gibi hissediyorum.

Tüm dünyada böyle mi, her asır var mıydı bu duygular bilmiyorum. Ama sosyal medyada maruz kaldıklarımız, tükettiğimiz gıdalar, radyasyon, ekonomik ve siyasi olayların hepsi büyük bir etken bence.

Ama yapacak başka bir şey olmadığı için, ben bir şeylere çalışmam gerektiğinde ortam değiştiriyorum. Mesela bir kütüphaneye, cafeye, köy evine, memlekete, teyzemin amcamın evine falan gidiyorum. Bir de kitaptan çalışmayı sevmiyorum. Genelde video dershane veya video anlatımlar izleyip sadece soru çözerken kitaba bakıyordum.

Siz de en iyi nasıl çalışabileceğinizi bilirsiniz, bence ortamı ve yöntemi değiştirin.

Ve neden çalışamıyorum batağına düşüp çırpınmayın, çıkamazsınız. Bir an önce harekete geçin.

Son olarak, kan testi yaptırın derim. Eksik bir vitamin varsa onları düzenleyin. Dikkat eksikliğiniz varsa psikiyatr ile görüşün, ilaç yardımıyla odaklanmanızı artıracaktır. Her şeye rağmen mutlu olmaya çalışın. Mutluluk neredeyse kanseri bile yenebilecek güçtedir ^^ Hobilerim ve aşk olmasa ben de çok zorlanabilirdim, öyle şeyler de katabilirisiniz hayata.
0
ananiyimioguz
(24.12.21)
vay arkadaş tez gibi cevap yazdım ama kaydetmedi. sorunu silip tekrar mı girdin :)

neyse yazdıklarımın özeti şuydu:
1. kendini zor durumda bırak, insanlara söz ver, kaçacak bahanen olmasın, ele güne karşı rezil olmamak için mecburen çalışacaksın.
kafanı yormadan özet one pager'lar yap. word'de landscape formatta 2 kolonda. ekran görüntüsü al bunları, fotoğraf arşivinde albüm yap.
güzelinden bir ipad al ve gece yatmadan önce 15-30 dk üzerinden geç.
2. sanırım herkeste olan bir şey. pandemi + fakirleşmemiz, gündemin inanılmaz değişimiyle gelen stres bizi kırılgan yapıyor.

bak destan gibi yazımı böyle özetledim. sen de özet yapmaya başla. zihnini meşgul etmez bu özet hazırlama işi, yorucu da olmaz.
0
gabe h coud
(24.12.21)
Dopamin diyeti yapmanı tavsiye ederim.
Şöyleki sen işten eve geldiğinde sürekli keyif verecek aktiviteler yapıyorsun. Televizyon, oyun, yemek vs. Hal böyle olunca beynin ders çalışmakta bir zevk unsuru göremiyor.
Bende işe yarayan taktiği söylüyorum.
Eve geldiğimden itibaren telefona dokunmuyorum. Yemek yedikten sonra kendimi karanlık bir odada 20-25 dk gözüm açık bekliyorum. Hayal bile kurmam yasak. Hiçbir şey düşünmüyorum, kendi kendime konuşmuyorum.
Bu süreçte filtre kahvem de demlenmiş oluyor. 20 dk sonra masa lambasını açıp kahvemi koyup saniye beklemeden, düşünmeden kapağı açıp okumaya başlıyorum.
Benim çalışma periyodum uzun olmalı. Kendimce verimim düşene kadar çalışmaya devam ediyorum. Sonra dinlenmek için yine karanlık oda.
Artık günümüzde herşey çok hızlı akıyor. İnstagram vs beynimiz 3-4 saniyede tüketecek şeylere alışıyor. Bu yüzden görece uzun tempolar bize acı veriyor.
Haftada 3 gün böyle yapsan zaten istediğin puanı alırsın bence.

Dediklerimi yap, işe yararsa kahvemi isterim :)
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(24.12.21)
Valla başarısızlık için o konuyla ilgili bir emeğin olması gerekiyor, yani en azından deneyip yapamaman lazım. Sende ise durum öyle değil, sen hiç gidip denememişsin bile. O yüzden tahminim sınavlar senin için çok önemli değil. Ya da kafanda zaten kendi konumunu kabullenmişsin bence.

Yok "ben çalışmak istiyorum ancak ne yapacağımı bilmiyorum" diyorsan da ne yapacağını söyleyeyim, gidip oturacaksın o masanın başına. Bunun başka sihirli bir yolu falan yok.

2) O peluş ayıcık sana bişeyleri çağrıştırdığı için üzülüyorsundur bence. Yani esas mesele ordaki o oyuncak değil onun sende olan çağrışımları. Belki o obje bişeyleri tetikliyordur falan filan.
0
j r r tolkien hayrani
(24.12.21)
yataktan çık :) ben de öyleyim. yatakta çalışılmıyor.
0
photo85
(24.12.21)
1) Ders çalışmanın seni götüreceği noktaya mecbur olmadığını düşüniyorsun içten içe. Ayrıca çalışsam 80-90 alırım diyorsun ama çalışıp da alamama korkusu da var yine içten içe. Çalışmadım az aldım demek kolay ama çalıştım da az aldım demek sana kendini yetersiz hissettireceğinden o yetersizlik korkusundan kaçmak için kendini anında dopaminlik aktivitelere vuruyorsun.

İkinciye cevap veremem, mesleğim ilki olduğundan ilkine cevap verebildim. İkincisi psikolog arkadaşlara sorulmalık.
0
inanna
(24.12.21)
Dopamin bağımlısısın. Dopamin diyeti yaparsan kendine gelirsin. Günümüzün problemi de overdoze dopamin nedeni ile sönen hayatlar cidden.

üzme kendini, bu bi bağımlılık ve çözümü de var
0
zimbirik
(24.12.21)
ogleden sonra kafa calismaz genelde. bir cok insanin sabah 10'a kadardir zihninin en acik oldugu zaman. ben cok caliskanim gerci, gece gundur okur calisirim. ben de niye boyleyim bilmiyorum yoruldum cidden. simdi almanca'ya taktim, sabah aksam calisiyorum.
0
bir varmis bir yokmus
(24.12.21)
(9)

Yeni yıl istekleri

dissendium
Yeni yıl için istekleriniz, hayalleriniz, kişisel hedefleriniz neler?
Yeni yıl için istekleriniz, hayalleriniz, kişisel hedefleriniz neler?
0
dissendium
(23.12.21)
değişiklik yılı olsun. her alanda seviye atlayalım. yaşlanınca, geriye baktığımda güzel hislerle anacağım bir yıl olsun. 2022 ne güzel bir seneydi, diyelim.

çok para kazanalım. çok sağlıklı olalım. çok gezelim. çok görelim. çok sevelim, sevilelim, sevişelim.
0
gabe h coud
(23.12.21)
2021 maalesef ikinci yarısıyla benim için devasa bir hayalkırıklığı ve üzüntü, depresyon kaynağı oldu.
Çok pişman olduğum büyük hatalar yaptım.
Umarım pişman olduğum son yıl olur.
2022'den tek beklentim, pişman olmamak.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(23.12.21)
daha iyi bir ülkede daha iyi bir işe girmek olabilir - aşırı zaruri değil
kafamdaki istediğim arabayı bulamıyorum - fakat bu da zaruri değil
yalnızlığım bitsin isterim kafamdaki insan profili ile - direkman nikah basarım o derece
onun dışında sağlık sıhhat çok lazım, o varsa umut var
2019 ortalama, 2020 ve 2021 çok boktan yıllardı. 2022 de böyle geçecek galiba.
0
rain when i die
(23.12.21)
gram altının değeri artsın :)
0
e mice
(23.12.21)
isteğim yurt dışına gitmek ve ölene dek yaşamak için buraya bir daha asla dönmemek. hedefim de bunu gerçekleştirecek atılımları bu yıl içinde yapmak.
0
erenderk
(23.12.21)
emeğimin maddi olarak değerini kazanmak ilk sırada. Bunun içinde daha çok ve odaklı çalışmak gerek. Onun dışında iyi ve psikolojisi düzgün insanlarla bir arada olmak istiyorum. Sağlıklı olmak da çok önemlii
0
jjimyl
(23.12.21)
yok. yaşam hevesi kalmadı.
0
rose parks
(23.12.21)
iş.
0
psmstc
(23.12.21)
Valla çok bir isteğim falan yok, şu covid virüsü akıllı olup bu diyarları terketsin yeter. Mehter takımı gibi iki ileri bir geri gitmek canımı sıkmaya başladı.
0
j r r tolkien hayrani
(23.12.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.